CHP Gölcük İlçe Kadın Kolları Başkanı Mine İşeri
“DOĞAYI KORUMAK HER İNSANIN GÖREVİDİR VE TOPLUMSAL BİR GEREKLİLİKTİR”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gölcük İlçe Kadın Kolları Başkanı Mine İşeri, haftalık olağan basın açıklamasında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Başkan İşeri, 17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele günü öncesi yaptığı açıklamada, “ Doğayı korumak her insanın görevidir ve toplumsal bir gerekliliktir” dedi.
“Nüfus arttıkça daha fazla gıda üretme ve beslenme talebi ortaya çıkmakta”
Başkan İşeri, konu hakkında yaptığı açıklamasında “Çölleşme tehdidinin yol açtığı sorunlar ve buna karşı yürütülen mücadeleye yönelik olarak Birleşmiş Milletler (BM) kararıyla 1994’ten bu yana her yıl 17 Haziran tarihi, Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü olarak kutlanmaktadır. Bu gün, her yıl insanların çölleşmeyle mücadele konusundaki ulusal ve uluslararası çabalara yönelik farkındalığını arttırmak, çölleşme ve toprak bozulmasını önlemek amacıyla yapılmaktadır. Nüfus arttıkça daha fazla gıda üretme ve beslenme talebi ortaya çıkmakta, bu durum mevcut ekilebilir arazilerin üretkenliğinin azalmasına sebep olmakta, ekilebilir arazilerin durumunu iklim değişikliği nedeniyle daha da kötüleşmektedir. Çölleşme ve kuralık, dünyada yaklaşık 1,5 milyar insanı ve dünya kara alanlarının yaklaşık yüzde 25’ini etkilemektedir. Türkiye’de tarım arazilerinin büyük bir kısmında kuru tarım yapıldığı ve su eksikliğinin sulamayla tamamlanmadığı bu durumda, ülkemizde sulama suyunu daha verimli kullanan sulama yöntem ve teknolojilerinin yaygınlaştırılması gerekmektedir. İnsanların gıda ihtiyaçlarını karşılayacak yeterli araziye sahip olmak için yaşam tarzlarının değişmesi, iklim değişikliğinin gelecekte ülkemizde bazı bölgelerde ve yerlerde yağışların azalmasına, sıcaklıkların artmasına neden olacağı tahmin edilmektedir” dedi.
“Gelecek nesillere sağlıklı bir dünya bırakma eğiliminde olmalıyız”
Başkan İşeri sözlerinin devamında, “Bu durum, bazı bölgelerde kuraklık problemi ile karşı karşıya kalınacağını, sulama için daha fazla su kullanılması gerekeceğini, kuru tarım yapılan yerlerde verimin azalabileceğini göstermektedir. Pandemi salgını, gıda ve tarımın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Ağaçlandırma, su yönetimi, erozyonun önlenmesi ve toprakta suyun tutulmasını arttıracak önlemlerin uygulanması, çölleşmeyi azaltacaktır. Atık suların yıllardır arıtılmadan denize verilmesi giderek suyu kirletmekte ve içinde yaşayan canlılar ve bizler için çok ciddi tehdit oluşturmaktadır. Doğayı korumak her insanın görevidir ve toplumsal bir gerekliliktir. Üzerinde yaşadığımız toprakların sonraki nesillere ulaşabilmesi için bizler, gelecek nesillere sağlıklı bir dünya bırakma eğiliminde olmalıyız ancak bunların gerçekleşmesi için sadece bireylerin değil devletlerin de geleceği düşünen çevreci politikaları desteklemesi gerekir” dedi.
“ Kanal İstanbul Projesi’nde sadece projenin gerçekleşmesi için 394 bin ağaç kesilecektir”
Başkan İşeri son olarak, “ Kanal İstanbul projesi olarak medyada karşımıza çıkan ve devlet yetkililerince birçok fayda sağladığı iddia edilen bu proje de çevremiz için ciddi bir sorun oluşturacaktır. Bu proje kapsamında 134 milyon metrekare tarım alanı yok edilmekte ve bu alanların 83 milyon metrekaresi yapılaşmaya açılacaktır. Ayrıca Sazlıdere Barajı ve Terkos Gölü’nün su toplama havzası da yok edilecek ve Terkos Gölü tuzlanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Bunlarla da kalmayıp sadece projenin gerçekleşmesi için 394 bin ağaç kesilecektir. Kırsal alanlar yok edilecek ve ilerleyen süreçte bunlar, bize çok acı bir şekilde doğa tarafından faturalandırılacaktır. Bu da bizim doğayla barışık yaşamadığımızın bir göstergesidir. Yaptığımız her eylemin bir sonucu olduğunu bilerek çevremizdeki olaylara bu ölçüde tepkiler vermeliyiz. Daha barışçıl, sağlıklı ve eğitimli bir toplum için doğayla da barışık ve çevreci bir şekilde yaşamayı öğrenmeli ve buna karşı atılan adımlara sesimizi çıkarmalıyız” dedi.
