CHP İlçe Kadın Kolları Başkanı Mine İşeri,
‘KÖY ENSTİTÜLERİ BİR AYDINLANMA PROJESİYDİ’
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gölcük İlçe Kadın Kolları Başkanı Mine İşeri, yaptığı açıklamada Köy Enstitülerinin Türk Eğitim Sistemine altın bir çağ yaşattığını ifade ederek, ‘Köy Enstitüleri bir aydınlanma projesiydi’ dedi.
‘Bu hareket, toplumun her kesimine eğitimin ulaştırılabileceğinin kanıtı olmuştur’
‘Köy enstitüleri, öğretmen yetiştirme konusundaki özgün faaliyetlerden biriydi’ diyen Başkan İşeri, açıklamalarını şöyle sürdürdü: ‘Eğitim konusunda ilk sağlam adımlara örnek olan köy enstitüleri, 1940 yılında iş ve eğitimi bir araya getirmek, öğretmenler yetiştirmek amacıyla Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan sistemdir. Türkiye Cumhuriyeti eğitim sisteminin ilk yapıtaşlarından köy enstitüleri, geçmişimiz için önemli bir yere sahiptir. Köy enstitüleri, öğretmen yetiştirme konusundaki özgün faaliyetlerden biriydi. Bir aydınlanma projesiydi. Enstitülerin kuruluşu için ön hazırlıklar 1935’te başladı. 1940’ta ise yasal süreç için harekete geçildi. 17 Nisan 1940’ta bir kanun çıkarılarak farklı alanlarda meslek elemanı yetiştirilmesine yönelik çalışmalara resmen başlanıldı. Köy enstitülerinin kurulmasında Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un büyük rolü olmuştur’ Köy enstitüleri, yetiştirdikleri öğretmenler aracılığıyla köyde yaşayan insanların bilimin ışığından yararlanmasını amaçlayan bir hareket başlatmıştır. Bu hareket, toplumun her kesimine eğitimin ulaştırılabileceğinin kanıtı olmuştur’ dedi.
‘Köy Enstitülerinde bilime değer verilmiştir’
Açıklamalarını sürdüren CHP İlçe Kadın Kolları Başkanı Mine İşeri, ‘Gerek öğretimin eğitsel bir biçimde yapılanmasında okuldaki toplumsal ortamın yaratılması, gerekse toprakların işlenip uygar bir eğitim kurumunun oluşmasında Öğrenci-Öğretmen ilişkilerinin bir aile yuvasındaki gibi içten olmasının büyük rolü olmuştur. Zamanla sayıları 21’i bulan köy enstitüleri, 1944 yılından itibaren yılda ortalama 2 bin öğretmen mezun etmeye başlamıştır. Köylere gönderilen öğretmenlere tarım araç ve gereçleri ile üretimde bulunmak ve gelirinden yararlanmak üzere tarla ve hayvanlar verilir. Burada ulaşılmak istenen hedef, Atatürk’ün halkçılık ilkelerine uygun olarak geniş halk kitlelerinin eğitim düzeyini yükseltmek, böylece reformların yerleşmesi için gerekli koşulları yaratmak, halkın politik, ekonomik ve kültürel yaşama aktif olarak katılmasını sağlamak, aynı zamanda onları kendi hakları konusunda bilinçlendirmektir. Köy enstitüleri sisteminin eğitimimize en büyük katkısı, o güne kadar yalnızca eğitim kitaplarında görülen fakat geleneksel eğitimin etkisiyle okul ve sınıflara giremeyen eğitim ve yöntemlerini hayata geçirmek olmuştur. Günümüzde eğitimde sistem arayışının bir türlü çözümlenemediği ve tartışmaların giderek alevlendiği bu arayışlar hala devam etmektedir. Eğitim toplum hayatında hukuktan ekonomiye, bürokrasiden iş dünyasına, bilimden sanata kadar her alanı derinden ve doğrudan etkileyen bir kurum olması sebebiyle eğitimin bu denli önemsenmesi ve tartışılması kaçınılmazdır. Bu vesile ile başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’u ve kuruluşunda emeği geçen herkesi saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz’ ifadelerine yer verdi.
