9695,91%-0,04
38,76% -0,08
43,53% 0,19
4034,44% -0,46
6539,86% 0,07
“Gölcük’teki risk haritası alarm veriyor”
CHP Gölcük Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Arda Kahraman, yaptığı açıklamada, “Marmara Bölgesi, aktif fay hatlarıyla çevrili, jeolojik olarak yüksek riskli bir bölgedir. Bu gerçek, her bilimsel raporda, her resmi senaryoda açıkça ifade edilse de, pratikte çoğu zaman göz ardı ediliyor. Son olarak İstanbul açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem ve ardından yaşanan artçılar, hepimize bir kez daha şunu hatırlattı: Deprem, uzak bir ihtimal değil; kapımızın önündeki bir gerçektir. Bu gerçekle en önce yüzleşmesi gereken kentlerden biri de şüphesiz Gölcük’tür.25 yıl geçti: aynı yerde, aynı riskle yaşamaya devam ediyoruz. 17 Ağustos 1999 depremi Türkiye tarihinin en yıkıcı depremlerinden biri ve Gölcük’ü yerle bir etti. Binlerce insan hayatını kaybetti, on binlerce yapı yerle bir oldu, toplum derin bir travma yaşadı. Ama aradan geçen çeyrek asra rağmen bugün hala aynı soruyu sormak zorundayız: Biz bu gerçekle yüzleştik mi? Mevcut Durum: Gölcük’teki risk haritası alarm veriyor” dedi.
“Ortaya çıkan tablo endişe vericidir”
Sözlerine devam eden Kahraman, “Yapılan teknik incelemeler, saha gözlemleri ve yerel gözlemlerle birlikte ortaya çıkan tablo endişe vericidir: Konutların %45’i, 1999 depremini yaşamış ve halen ayakta kalan yapılar. Sahil şeridindeki zemin, gevşek ve dolgu niteliğinde; taşıma kapasitesi düşüktür. Ulaşlı ve Halıdere mahallelerindeki yapıların %55-60’ı, yüksek risk grubundadır. Bu bölgelerde hiçbir sistematik yenileme ya da dönüşüm çalışması başlatılmamıştır. Değirmendere merkezinde 1.800'e yakın konut, 1999’dan bu yana yalnızca 'dayanıyor'. Ancak bu binalar, bugünkü teknik standartların çok gerisindedir. Yalı, Cumhuriyet ve Yüzbaşılar gibi mahalleler; yapı ömrünü tamamlamış, altyapı açısından zayıf, sosyal donatılardan yoksun yerleşimler olarak büyük tehdit altındadır” dedi.
“Toplumun büyük bir kesimi oturduğu yapının risk derecesini bilmiyor”
Kahraman, “Stratejik Risk: Sadece Siviller Değil, Askeri Unsurlar da Tehlikede. İzmit-Karamürsel yolu üzerindeki binalar, yalnızca siviller için değil, Türk Donanması açısından da stratejik bir risk taşımaktadır. Yıkılma riski yüksek bu yapılar, olası bir depremde ana ulaşım akslarını, yardım yollarını ve askeri sevkiyat güzergahlarını engelleyecek niteliktedir. Peki yenilenme ne durumda? 1999’dan sonra yapılan yeni yapı sayısı yaklaşık 10.000 civarında. Ancak bu sayı, artan nüfus ve yapı talebiyle karşılaştırıldığında son derece yetersizdir. Gölcük’ün bugünkü nüfusu ve demografik yapısı göz önüne alındığında, bu tablo yapısal bir zaafın göstergesidir. Toplum Bilgisiz, Kurumlar Şeffaf Değil. En acı tablo ise toplumsal farkındalık noktasında karşımıza çıkıyor: Toplumun büyük bir kesimi oturduğu yapının risk derecesini bilmiyor. Toplanma alanlarının yeri kamuoyuna açık değil ya da etkin bir bilgilendirme yapılmamış. Güvenilir, güncel, erişilebilir bir yapı envanteri bulunmuyor. Belediyeler; yani Kocaeli Büyükşehir ve Gölcük Belediyesi bu konuda şeffaf davranmıyor” dedi.
“Gölcük genelinde eğitimli afet personeli sayısı yetersiz”
Sözlerine devam eden Kahraman, “Ayrıca: Olası afetlerde kullanılacak çadır sayısı açıklanmıyor. Ekipman stoku ve müdahale araçlarının durumu bir muamma. Gölcük genelinde eğitimli afet personeli sayısı yetersiz. Değirmendere’de bulunan Afet Koordinasyon Merkezi, hem fiziki kapasite hem personel gücü açısından yetersizdir. Deprem Tek Risk Değil: Gölcük Çok Katmanlı Tehlikelerle Karşı Karşıya Depremle birlikte tetiklenecek ikincil afetler de büyük bir tehdit oluşturuyor. Gölcük’ün eğimli mahallelerinde meydana gelecek heyelanlar, ciddi can ve mal kaybına yol açabilir. Doğal gaz ve elektrik altyapısının çökmesiyle birlikte büyük çaplı yangınlar kaçınılmaz olabilir. İçme suyu ve kanalizasyon altyapısının zarar görmesi durumunda salgın hastalık riski de ortaya çıkacaktır. Bu tablo, yalnızca “deprem” değil; aynı zamanda kurumsal koordinasyon eksikliği, altyapı zafiyeti ve bilgi yetersizliği anlamına gelmektedir” dedi.
“Bu bir rapor değil bu bir çağrıdır”
Kahraman son olarak, “Peki Çözüm Ne? Depreme dirençli şehirler; sadece betonarme yapılarla değil, bilinçli ve güven duyan toplumlarla kurulur. Afet yönetimi, yalnızca kriz anında yapılan müdahale değil; öncesinden başlayan, halkla birlikte yürütülen bir süreçtir. Güçlü yapı+Güçlü iletişim+Güçlü yerel yönetim. Bu üçlü olmadan başarıdan söz etmek mümkün değildir. Ve Son Söz: Gölcük Işıklar Mahallesi’nde hâlâ ayakta kalan eski binalar, bir kentin kaderini belirlememelidir. Bu yapılar yıkıldığında, sadece duvarlar değil: Ulaşım yolları, yardım kanalları ve halkın devlete olan güven duygusu da enkaz altında kalır. Bu bir rapor değil bu bir çağrıdır. Şeffaf olun. Gerçekleri paylaşın. Halkı sürece dahil edin. Aksi halde bu sessizlik büyür. Bu sessizlik yıkar. Ve en çok da susmayı tercih edenleri yıkar” diyerek açıklamalarını tamamladı.
Haber: Serap DURUKAN