9063,07%-0,78
38,63% 0,03
43,94% -0,03
4205,43% -1,39
6818,76% 0,06
Dumlupınar Denizaltısı Şehitleri düzenlenen tören ile anıldı
RUHLARI ŞAD OLSUN
Dumlupınar Denizaltısı kazasının 66. yıldönümünde şehit düşen 81 denizcimiz için bugün Donanma Komutanlığı Deniz Şehitleri Anıtı’nda anma töreni düzenlendi.
Deniz Şehitleri Anıtı’nda düzenlenen anma törenine Donanma Komutanı Koramiral Ercüment Tatlıoğlu, Askeri Erkan, Türkiye Muharip Gaziler Gölcük Şube Başkanı Mehmet Arslan ve Gaziler, Şehit Aileleri, Emekli Denizaltıcılar, Bölgede görev yapan Amiraller ve denizaltıcı personelin katılımı ile tören gerçekleşti.
81 denizaltıcı şehit olmuştu
Akdeniz’de icra edilen Blue Sea isimli NATO manevrasına iştirak sonrası Gölcük’e intikal eden Dumlupınar denizaltısı 04 Nisan 1953 gecesi saat 02.15’te, Çanakkale’den geçerken Nara Burnu’nda Naboland isimli İsveç şilebi ile çarpışmış, sancak baş omuzluk civarından aldığı yara ile batmıştır. Milletçe ağladığımız bu elim faciada 7 Subay, 35 Astsubay ve 39 Er olmak üzere toplam 81 denizaltıcı şehit olmuştu.
Tören; Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı
Çok sevdikleri denizin engin maviliklerine bir daha satha çıkmamak üzere son dalışını yapan Dumlupınar denizaltısının 81 kahraman denizaltıcısını Anma Töreni; Donanma Komutanlığı, Denizaltıcılar Birliği Derneği, Denizaltını Sevenler Sosyal ve Yardımlaşma Derneği ile Türkiye Muharip Gaziler Derneği çelenklerinin Deniz Şehitleri Anıtına sunulmasıyla başladı. Tören; Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından Deniz Kuvvetleri Komutanının mesajının okunması ile devam etti.
Akça, “O kahramanlar; tarih boyunca hür yaşamış Türk Milletinin özgürlüğü ve bağımsızlığı için şehit oldular”
Dz.Alb. Ersoy Akça’nın günün anlam ve önemini belirten konuşmasının hitamında, “ 4 Nisan 1953 tarihinde hayatlarını Dumlupınar Dezialtı’nda görevleri başında feda eden 81 Denizaltıcımızı be bu vesileyle Atılay’da, Refah’da ve şanlı tarihimizin sayısız deniz vakasında şehitlik mertebesine ulaşan aziz şehitlerimizi andığımız gündür. O kahramanlar; tarih boyunca hür yaşamış Türk Milletinin özgürlüğü ve bağımsızlığı için şehit oldular. Şehitlerimiz ulus olarak var oluşumuzun, birlik ve beraberliğimizin ve vatan sevgimizin ölümsüz kahramanlarıdır. 19 Aralık 1950 yılında Türk Donanması’na katılmış ve 1953 yılına kadar sayısız görevleri başarıyla tamamlayan TCG Dumlupınar, TCG 1. İnönü Denizaltısıyla birlikte katıldığı ve başarılı geçen bir Nato Tatbikatı dönüşü bara Burnu açıklarında İsveç bandırma Naboland isimli Şilep ile çarpışmış ve kısa sürede bir daha hiç çıkmamak üzere içindeki kahraman Türk Denizaltıcıları ile birlikte sulara gömülmüştür. Çarpışma sonrasında Köprüüstünde bulunan Komutan, Vardiya Subayı, harekat Subayı, Gözcü Astsubay ile kulede bulunan Seyir Astsubayı denize düşerek kurtulabilmiştir .Günün teknolojik imkansızlıkları, olumsuz hava ve deniz koşulları nedeniyle kurtarma gayretlerinden maalesef olumlu netice alınamamış ve 7 Subay, 35 Astsubay,39 Er olmak üzere toplam 81 Denizaltıcımıza ulaşılamamıştır. Artık onlar en yüce makam olan şehitlik mertebesine ulaşmış ve bu olaydan kısa bir süre önce kaybettiğimiz Atılay Denizaltısının şehitleri ile birlikte şehitler diyarı Çanakkale ile bütünleşmişlerdir. Bu vesileyle huzurlarınızda Atılay’da, Refah’da Dumlupınar’da ve şanlı tarihimizin sayısız deniz vakasında şehitlik mertebesine ulaşan aziz şehitlerimize ve ebediyete intikal etmiş gazilerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun” dedi
Küçükalkar, 69 yıl önce yaşananları anlattı
Şehit Aileleri adına Dumlupınar Denizaltı’nda görev yapmış olan Em.Dz.Kur.Alb. Nezihi Küçükalkar bir konuşma yaptı. Küçükalkar konuşmasında, “Dumlupınar denizaltı gemisinde iki yıl görev almış 95 yaşında hayatta olan en yaşlı denizaltıcı olarak, yaşadığım müddetçe unutamayacağım Dumlupınar ile ilgili acı ve tatlı hatıralarımı, sizlere sunmak istiyorum. takdir edersiniz ki, oldukça zor bir görevdir. Çünkü, 1950 yılından itibaren, bugüne kadar, aradan geçmiş olan zaman 69 yıldır. Truman yardımına göre,ABD’den alınacak Dumlupınar ve Çanakkale Denizaltı gemilerini almak üzere, kafile komutanımız Bnb. Barbaros Günergün ve komutanlarımız Yzb.Bahri Kunt, Yzb. Orhan Dalay komutasında iki gemi personeli olarak,1950 yılı Temmuz sonunda, İstanbul yolcu salonu önünde bulunan Marakas gemisi ile bandonun çaldığı güzel marşlar ve ailelerimizin ve arkadaşlarımızın salladığı mendillerle uğurlandık. Eylül ayı başında, New London Conn’da Amerikalı çekirdek personelle, iki ay müşterek eğitim yaptık. Kasım ayı ortasında, Çanakkale ve Dumlupınar Denizaltı Gemilerimizin devir ve teslim töreni yapıldı.Türk Bayrağı çekildikten sonra, gemilerimizi teslim aldık. Atlantik Okyanusunu Türk personelle geçecek olan ilk denizaltılar olarak tarihe geçmenin onuru ile birkaç gün sonra Kuzey Atlantik denizine açıldık. Aralık ayında, okyanusu geçmek kolay olmadı. Günlerce süren fırtınalar ve hırçın dalgalarla boğuştuk. Nihayet, üç hafta sonra, selametle İstanbul’a vardık ve Dolmabahçe önünde demirli yavuz gemisinin bordasına yanaştık. Orada yapılan çok güzel bir törenden sonra, sevinç ve gurur duyarak,ailemize ve denizaltı filomuza kavuştuk.Dumlupınar Deniz Altı Gemisinde iki yıl kaldım. 1952 Ağustos ayında Saldıray denizaltı Gemisi 2’nci komutanlığına atandım. 4. Nisan 1953 Cumartesi günü sabahı, yüzbaşılardaki evimde izinli olarak bulunur iken, radyodan Dumlupınar’ın Nara Burnunda, Nabolland ile çarpıştığını ve battığını öğrendim. Dünya sanki başıma yıkıldı, beynimden vurulmuş gibi oldum. Yıllarca çalıştığım arkadaşlarımın hayali gözüme geldi, göz yaşlarımı tutamadım. Hemen eşime veda ederek, Erkin denizaltı ana gemisine koştum. Başaran gemisine subay aranıyordu, seyir subayı olarak gemiye katıldım. Hemen Çanakkale’ye hareket ettik, ertesi gün 5 Nisan pazar sabahı naraya demirledik. Gördüğüm manzara korkunç ve elem dolu idi, ürperdim! Şehitler diyarı Çanakkale’nin karanlık sularına gömülen Dumlu’nun, mazot sarnıçlarından sızarak akan sim siyah deniz suyu, sanki ağlıyordu”
“Sizler bu asil milletin kalbinde ebediyen yaşayacaksınız ruhlarınız şad olsun”
“Bu arada, Birinci İnönü Vardiya Subayı Suat Tezcan’ın Dumlupınar kurtarma şamandırası ile Ast Subay Çavuş Selami Özben ile konuştuğunu, “efendim manevra dairesinde yangın çıktı, bataryaları sıfıra aldık ve kıç torpido dairesine iltica ettik, Cemal Çavuş ve ben dahil 22 kişiyiz, manometre 245 kademi gösteriyor gemi 15 derece sancağa yatık durumda, kurtarılmamızı bekliyoruz” dediğimi, öğrendim. Onların durumunu tahayyül ettim, müsademeden sonra karanlıkta, bile bile öleceklerini beklemek ve kurtarılamayacaklarını anladıktan sonrada Selami Çavuş’un tarihe geçmiş olan “Vatan Sağolsun” demesi asla unutulmayacaktır. Mavi vatanın derinliklerinde “vatan sağ olsun” diyerek şahadet mertebesine ulaşan aziz denizaltıcılarımızın hatıraları önünde ve manevi huzurlarında en vefakar dostluk hisleriyle saygı ile eğiliyorum. Sizler bu asil milletin kalbinde ebediyen yaşayacaksınız ruhlarınız şad olsun. Bana bu fırsatı veren başta değerli komutanlar olmak üzere tüm şehit ailelerine ve değerli silah arkadaşlarıma en derin saygı ve sevgilerimi sunar, sizlere emanet ettiğimiz Türk denizaltıcılığının istikbali için sonsuz başarılar dilerim” dedi.
Denize çelenk bırakıldı
Konuşmaların ardından Şehit Yakınları, misafirler Donanma Komutanı ve Bölgede görev yapan Amiraller ile toplu fotoğraf çektirdiler. Harp Silah Araçları Müzesi’nin gezilmesi ile Deniz Şehitleri Anıtı’nda yapılan tören sona erdi. Kabirleri deniz olan tüm şehitlerimizi anmak üzere Donanma Komutanı, Denizaltı Filosu Komutanı tarafından Denizaltı Filosu Komutanlığı önünden denize çelenk bırakıldı ve TCG 18 MART ile TCG BATIRAY denizaltısı misafirler tarafından ziyaret edildikten sonra tören sona erdi.
İsim: Serap DURUKAN