Tarih: 13.02.2023 13:53

Efsane Komutan Atilla Kezek 17 AĞUSTOS’U ANLATTI

Facebook Twitter Linked-in

Efsane Komutan Atilla Kezek

17 AĞUSTOS’U ANLATTI

Türk Deniz Kuvvetleri’nin efsane Komutanları’ndan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Tugay Başkanlığı görevindeyken Askeri Casusluk, Balyoz ve Ergenekon gibi kumpas davalarda hapis yatan Silah arkadaşlarının yanında olmak için Donanma ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı konusunda önü son derece açıkken istifa eden ve Silah Arkadaşlarının yanında yer alıp Ankara’da Anayasa Mahkemesi önünde Adalet Nöbetlerine başlayan 17 Ağustos Döneminde ise Donanma Komutanlığı Genel Sekreterliği görevinde bulunan Atilla Paşa şu anda Kayınvalidesi Gülser Erhan’ın eşi Çiğdem Kezek ile birlikte ziyaretlerine geldiler. Bu vesileyle Gazetemizi de ziyaret eden İmtiyaz Sahibimiz Nurettin Şenemre’nin yakın dostu Atilla Paşa Türkiye’nin yüreğini yakan ve 10 ili kapsayan büyük deprem felaketini konuştuğumuz şu günlerde bizzat bizlerin yaşadığı 17 Ağustos’ta Donanma Komutanlığı neler yaptı? A’dan Z’ye bütün bunları sizleri bir kez daha bilgilendirmek adına kaleme aldı.

İşte Atilla Paşa’nın 17 Ağustos Depremine ait Gölcük Haber’e anlattıkları;

Ben o gün deprem anında Ankara’daydım. Depremin hemen ertesinde birkaç gün içinde Gölcük’e Donanma Komutanlığı’na Genel Sekreter olarak tayin oldum ve derhal Gölcük’e gelerek görevime başladım. Eşim karnında kızımı taşıyordu, onları Ankara’da bırakmıştım. Eşimin ailesi Kavaklı Sahili’nde oturuyordu. Evleri yıkılmamıştı. Ancak çevresinde birçok yer yıkılmış ve evin önündeki sahilden geniş bir kara parçası sular altında kalmıştı. 2 yıl bölgede Genel Sekreter olarak çalıştığım için her şeyden haberim olmuştu. Ayrıca deprem anından itibaren göreve katıldığım birkaç gün sonrasına kadar yaşanmış olayları da en ince ayrıntısına kadar öğrenmiştim. En önemli husus ilk şoku atlattıktan sonra Gölcük Depreminde Gölcük halkıyla Donanma’nın işbirliği içinde çalışmasıydı.  Depremin ilk saatlerinde şokun atlatılmasını müteakip Garnizon kapıları sonuna kadar açılmıştı. Gölcük halkı serbestçe içeri girip çıkabiliyor, Garnizon içindeki yeşil alanlara çadır kurabiliyordu. Garnizon içindeki personelin bir kısmı Sivil Halka enkaz çalışmaları için yardıma gidiyordu. Poyraz Rıhtımındaki Fırkateynler İstanbul’a yaralıları (Sivil/Asker) taşıyordu. Gölcük Deniz Hastanesi binası kullanılmaz duruma gelmiş, malzemeler bahçeye taşınmış sanki Sahra Hastanesi hizmeti veriyordu. Gölcük içinden Sivil Halktan yaralılar da hastaneye getiriliyordu.

Daha ilk günden bazı Askeri Destek Birlikleri bölgeye intikal etmiş, arama kurtarma çalışmalarına destek olmaya başlanmıştı. Donanma Komutanlığı karargâhı kimi enkazdan çıkmış, kiminin kolu kırık, kiminin bacağı yaralı personeli ile açık alanda Afet Koordinasyon Merkezi görevi yaparken ilk anlarda Ankara ile haberleşmeyi ise firkateynlerdeki uydu telefonları ile yapıyordu.  Limanda olan tüm gemiler ve garnizon fırını ekmek yapmak için tam mesai çalışıyor, garnizon’a ve halka ekmek dağıtıyordu. Gemilerin mutfak kapasiteleri halka yemek yapmak için de kullanılıyordu. Bu tip afetlerde reaksiyon zamanı çok önemlidir. Deprem günü birkaç saat içinde İstanbul’daki 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çevik Bir, Trakya’daki birliklerine intikal için önceden hazırlık emrini vermiş ve helikoptere binerek sabahın ilk saatlerinde Deprem Bölgesini havadan inceleyerek, Gölcük Helikopter pistine inmiş ve Donanma Komutanı’na ilk destek birliklerinin akşama bölgede olacağını bildirmişti.

İlerleyen günlerde Kara Kuvveleri’nin 2 Tugayı bölgeye intikal ederek Donanma Komutanı emrine girmiş, birisi Yeniköy’de diğeri Değirmendere’de olmak üzere iki adet Çadırkent kurularak depremzedelere yardım edilmişti. Bu Tugaylar bölge halkı ile öyle özdeşleşmiştir ki yeni doğan çocuklarına Tugay Komutanları’nın isimlerini veren aileler vardır.  Bölgeye ilk gelen askeri destek birlikleri ve malzemeleri Garnizon içinde konuşlandırıldığından ilk günlerde halktan bazı tepkiler olmuşsa da bunun Gölcük’te bir açık alan olmamasından, toplanma yeri olarak bir açık alan planlanmamasından olduğu izah edilmişti. Toplanma alanı ayrılması ve önceden planlamasının ne kadar önemli olduğu bugün de görülmektedir.  O günleri unutmayan, o günlerden dersler alan, büyük kayıplar vermiş Gölcük halkının bu son deprem için nasıl çırpındığını bölge halkına yardım göndermek için Kamu Kurumları, Özel Sektör, vatandaş işbirliği içinde bir haftadır nasıl çırpındığını gözlerimle gördüm. Millet olarak dayanışma ruhuyla birbirimize sahip çıkma arzusunun bir örneğini daha vermiş olduk. Şimdi yeni dersler çıkarma zamanıdır. Alınan dersler yeni felaketlere hazırlıklı olmamızı, kayıplarımızın ve üzüntülerimizin az olmasını sağlayacaktır. Kaybettiğimiz insanlarımıza Tanrı’dan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —