10602,11%1,29
41,97% 0,02
48,67% -0,09
5499,97% -1,20
9477,80% -2,41
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Gölcük İlçe Başkanı Derya Çavdar, haftalık olağan basın açıklamasında gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Açıklamasında öncelikle Türkiye'nin terörle mücadelesine değinen Başkan Çavdar, ardından Alevi-Sünni kardeşliği, milli birlik ve dış politika konularında görüşlerini paylaştı.
“Terörsüz Türkiye için ortak kirmizi çizgiler oluşturulmali”
Başkan Çavdar, Türkiye'nin terörden arındırılmış bir geleceğe ulaşması için toplumsal birlik ve ortak değerlerin ön plana çıkarılması gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Terörsüz Türkiye’nin nihai hedefi; kalıcı toplumsal huzur, bütün vatandaşlarımız için güven ve barışın egemen kılınmasıdır. Bu hedefe ulaşmanın yolu; terörün tüm unsurlarının sıfırlanması, bölücü dilin terk edilmesi ve toplumun asgari müştereklerinin 86 milyonun ortak kırmızı çizgisi haline getirilmesidir. Kaderde, kederde, tasada, kıvançta ve yasta bir millet olma bilinciyle hareket etmek, bu hedefin vazgeçilmez şartıdır. Son 11 ayda milli irade, kararlılık ve sağduyu ile önemli mesafeler kat edilmiştir. İçeriden ve dışarıdan dayatılmak istenen pürüzler sabır, dirayet ve ortak akılla aşılmış; mesele çıkar temelli bir rekabete veya kısır bir polemik sahasına indirgenmemiştir. Gizli masalar yerine çözüm milletim meclisine taşınmış, benimde fikrim var diyen herkes dinlenmiştir. Sorunun çözümüne yönelik atılan adımların merkezinde milli birlik, ortak tarih bilinci ve geleceğe dönük kazanımlar yer almıştır” dedi.
“Yeni dönemin ruhuna uygun, kardeşlik ve birlik temelli yaklaşımlar benimsenmelidir”
Sözlerine devam eden Başkan Çavdar, “Türkiye, uzun yıllar boyunca emperyalist güçlerin bölgeden terör devşirmesine karşı ciddi bedeller ödemiştir. Ancak artık devran değişmiştir. 15 Temmuz, milli iradenin ayakta kaldığı, kendi yöntemleri ve yerli imkânlarıyla hareket edilebileceğinin miladı olmuştur. Bu tarihten sonra gösterilen azim ve kararlılık; terörle mücadelede dış müdahalelere karşı ülkemizi daha güçlü kılmıştır. Terörün tasfiyesinde atılacak adımlar; hukukun üstünlüğü, adalet ve şeffaflık ilkeleri çerçevesinde olmalıdır. Terörle mücadele ederken toplumun farklı kesimlerine yönelik önyargı ve ayrıştırıcı uygulamalara son vermek, toplumsal barışın korunması açısından elzemdir. Geçmişin kodlarıyla hareket etmek yerine, yeni dönemin ruhuna uygun, kardeşlik ve birlik temelli yaklaşımlar benimsenmelidir. PKK’nın silahları bırakması, kendini feshetmesi ve propagandasının sonlandırılması; hukukun muhatabı olmayı gerektirir. Ancak aynı zamanda terörün sona ermesine yönelik adımlar atılmışsa, bu çabaların toplumsal barışa olumlu katkı sağlayacak şekilde değerlendirilmesi de devletimizin milli menfaatlerinedir” dedi.
“Kardeşlik ve milli birlik en güçlü harcımızdır”
Başkan Çavdar, “Sonuç olarak; Terörsüz Türkiye hedefi; içerden ve dışarıdan gelebilecek tüm tahriklere kapalı, hukuka bağlı, adalet ve eşitlik ilkelerine dayanan bir süreçle elde edilecektir. Bu hedefin korunması ve kalıcı kılınması için hepimizin ön yargılardan vazgeçmesi, ortak milli değerler etrafında birleşmesi ve devletimizin aldığı tedbirlere desteğini sürdürmesi gerekir. Asırlar boyunca süregelen Alevi–Sünni ayrımı, inançtan çok siyasetin dini gerekçeler üzerinden kurgulanmasının bir sonucudur. Bu fay hattı, Türk milletinin ortak değerlerine zarar vermiş, milli birliği zaman zaman zedelemiştir. Ancak bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu kimliği olan Türklük bilinci, tüm farklılıkları bir potada eritebilecek en güçlü harçtır. Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin, 15 yıl önce Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde mülkiyetine aldığı arsayı Alevi canlara bağışlayarak temellerini attığı “Horasan Erenleri Dergâhı Cemevi” bu anlayışın somut bir nişanesidir. Yaklaşık 6 bin metrekarelik alanıyla dünyanın en büyük cemevi külliyesi olma özelliğini taşıyan bu eser, asırlardır süregelen ayrılıkların hararetini milli birlik duygusuyla serinleten bir gönül köprüsüdür. 12 köşeli kubbesiyle 12 İmam’ı, dört kapısıyla şeriat, tarikat, marifet ve hakikat yollarını, tavanındaki kırlangıç motifleriyle yedi kat semayı temsil eden bu abidevi yapı; hem maneviyatın hem de millet olma bilincinin mimarisidir. Sayın Bahçeli’nin kendi isminin öne çıkmasını istemeyerek esere “Horasan Erenleri” adını vermesi, onun mütevazı devlet adamlığı karakterinin bir yansımasıdır” dedi.
“Siyaset devşirmeye çalışanlara verilmiş en net ve en asil cevaptır”
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, Türk milletinin birlik ve beraberliğini tahkim eden politikalarıyla bir elini Türk-Kürt kardeşliğine, diğer elini Alevi-Sünni birlikteliğine uzatmıştır. “Biz ne Yavuz’dan ne de İsmail’den vazgeçeriz. Yavuz ne kadar Türk ise İsmail de o kadar Türk’tür” sözleri, mezhep ayrımı üzerinden siyaset devşirmeye çalışanlara verilmiş en net ve en asil cevaptır. Kaldı ki MHP’nin belediye başkanlığının olduğu yerlerde Cem Evleri belediye başkanlığı tarafından açılmış, ya da eksikleri giderilmiştir. Bugün Hacıbektaş’ta açılışı yapılan Horasan Erenleri Dergâhı Cemevi, geçmişin kırılmalarını onaran, geleceğe birlik ve kardeşlik tohumları eken bir eserdir. Bu büyük hizmetin Türk milletine, Alevi-Bektaşi canlara, tüm gönül coğrafyamıza hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Brüksel’de yaptığı açıklamalar maalesef CHP’nin utanç emareleri olmuştur. Türkiye’yi Avrupa siyasetine şikâyet eden, yabancı parlamentolarda ülkemizin Cumhurbaşkanına yönelik hakaretlere sessiz kalan bu tutum, milli şuurdan tamamen uzaktır. MHP Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin de ifade ettiği gibi; “Özgür Bey’in yolu yol değildir, takip ettiği siyaset ahlaklı siyaset hiç değildir” dedi.
“CHP, Türkiye’yi yabancı başkentlerde şikâyet etmekten vazgeçmeli”
Çavdar açıklamasını şu sözlerle tamamladı, “Gazze’de binlerce masumun hayatını kaybettiği, insanlık dramının yaşandığı bir dönemde CHP’nin tüm enerjisini Türkiye’yi yurt dışında karalamaya harcaması ibret vericidir. Türk milletinin vakarını, devletimizin itibarını yabancı başkentlerde zedelemeye çalışan bir muhalefet anlayışı, hiçbir şekilde milli olamaz. Özgür Özel’in Brüksel’deki konuşmasında Batı’nın sahte değerlerini “medeniyet” olarak sunması, CHP’nin yönünü tamamen dış mihrakların çizdiğinin açık göstergesidir. Aynı şekilde, yolsuzluk ve zimmet suçlamalarıyla yargılanan Ekrem İmamoğlu’nu “ezilenlerin sembolü” gibi göstermeye çalışması da siyaseti tiyatroya dönüştürmektir. Türk milliyetçiliği, başkalarının gözüyle değil, kendi tarihimizin, kültürümüzün ve vicdanımızın ışığında yol alır. Bizim istikametimiz ne Brüksel’in, ne Londra’nın, ne de Washington’un istikametidir; bizim yönümüz Türk milletinin değerleridir. Sonuç olarak; Türkiye’yi yabancı platformlarda şikâyet eden, milli meselelerde ülkesinin yanında durmak yerine dış odakların ağzıyla konuşan hiçbir siyaset anlayışını kabul etmiyoruz. Türk milliyetçileri olarak milli onurumuzu, devletimizin saygınlığını ve milletimizin itibarını her şartta korumaya devam edeceğiz” diyerek açıklamasını tamamladı.
Haber: Serap DURUKAN