Tarih: 07.07.2022 09:47

RESİM ANALİZLERİ

Facebook Twitter Linked-in

RESİM ANALİZLERİ                                                                                            

Resim yapmak bir sanattır.

Çocuk, resim yaparken bilinçaltında ne varsa onu yansıtır.

Her anne babanın, öğretmenin ve çocukla diyalog içinde olan çoğu yetişkinin düşündüğü bir yöntemdir resim analizi.

Çocuklar beğenilmek duygusuyla resim yaparlar. Yaptıkları her resmi bana “Güzel olmuş mu?”    diye  sormalarından da anlıyorum.

Hele bir de resim yapmayı çok seviyorlarsa bazı çocuklar için kâğıdın boyutları çok önemli olmuyor, buldukları her boyuttaki  kâğıda resim yapıyorlar.

Çocuklarımız en kıymetlilerimiz, geleceğimizi emanet edeceğimiz geleceğin mimarlarıdır. Onları en güzel şekilde yetiştirmek birinci görevimizdir elbette.

Bunu yaparken iç dünyalarını keşfedebilmek onları anlamamızı kolaylaştırdığı gibi onlara nasıl davranabileceğimiz konusunda da hepimiz için önemli bir yol haritasıdır. Bizlerin de bunu biliyor olması bizlere önemli bir ivme kazandırır.

Şimdiye kadar yapılan tüm çalışmalar doğrultusunda, çocukların resimlerdeki gelişimi, beş evrede incelenmektedir. Buna göre:

Çocuk            resminin gelişim süresi, iki ile dört yaş arasında ‘Karalama Dönemi’ dediğimiz birinci dönem ile başlar. On iki ile on dört yaş arası ‘Görünürde Doğalcılık Dönemi’ yani mantığın yer aldığı   beşinci dönemle sonlanır.

Birinci dönem olan Karalama Dönemi, beynin kontrolünde olmayan çizimleri içerir. Beşinci dönemse çocuğun ergenliğine rastlayan dönemdir ki bu evrede ayrıntılar ve derinliklerin görüldüğü ve dolayısıyla cinsel özelliklerinde resme yansıdığı bir dönemdir.

Psikolojide resimle ilk defa Alfred Binet ilgilenmiş. Bundan başka Degas’da , “Sanatın gayesi, dış imgeleri iyi gören bir göz olmak değil, doğayı taklit yoluyla da olsa kalbi, düşünce ve dünya görüşünü resme aktarmaktır.” diyerek resmin içsel dünyanın yansıması olduğunu ifade etmektedir.

Bu beş evre resim çizimleri, çocuğun gelişim sürecini gösterdiği gibi iç dünyalarını da göstermektedir. Çocuklar resim yaparken kendilerini çok özel hissederler. Resim onlar için bir iletişim şeklidir.

Bizler onları resimleriyle tanıyabiliriz çünkü onlar kendilerini resimleriyle tanımlarlar. Hayalleri çok geniş olan çocuklarımız oyunla ve resimle hem hayallerini hem de duygularını yansıtırlar. Bu onların kendilerini anlatma biçimleridir.

Onlar resimle sol ve sağ beyinlerini çalıştırırken kendine güvenlerini ve ayrıca yoğunlaşma güçlerini de artırırlar. Göz ve el koordinasyonunu, yaratıcı güçlerini, duygusal yönlerini, algılarını, becerilerini de artırmış olurlar.   

Onlar gün içindeki enerjilerini, o an içinde bulundukları duygusal durumlarını kâğıda aktarırlar sonra da resmi anne babalarına ya da diğer büyüklerine gösterirler.

Ve çocuklarımız yaptıkları resmi bizlere gösterdiklerinde onlara ‘çok güzel olmuş’ demek yerine ‘çok emek vermişsin, eline sağlık kutlarım seni’ dersek onlarda

‘bir şeyi emek vererek yapmalıyım’ düşüncesi yer edecektir.

Böylece güzel olan her şey için çaba göstermeleri gerektiğini öğreneceklerdir. Öz güvenleri artacaktır.

Peki, bu resim analizini nasıl uygulamalıyız?

Çocuklar oyun oynamayı çok severler. Resim yapmayı oyun haline getirerek ve ona hiç hissettirmeden rengârenk kalemleri ortaya koyarak örneğin, “hadi bir aile resmi çizelim” diyebilirsiniz. Dört yaş üstü çocuklara uygulanabilir.

Çocuk üzgünse kızgınsa sağlıklı bir bilgi olmayacaktır. Bunlara dikkat etmekte yarar vardır. Bir de yönlendirici olunmamalı ve eksikler hatırlatılmamalıdır.

Eğer yanında oturmanıza izin verdiyse, onu izleme durumunda olabiliyorsanız ara ara yaptıklarının neler olduğunu sorabilir bilgi alabilirsiniz. İzleyemiyorsanız, buna izin vermiyorsa kendi haline bırakmanız daha iyi olacaktır.  Çocuğun hazır oluşu da bu arada önemli bir konudur.

 Resmin analizini kendimize sorularla yapabiliriz.  

Resimde aile bireyleri nasıl dizilmiş?

Boyları nasıldır? 

Bireylerin birbirlerine yakınlıkları uzaklıkları nasıl?

Resimde kendisi var mı?” vb soruların cevaplarına bakılır. 

Sonra kullandıkları renklere bakılır.

Sevimli, uyum içinde iş birlikçi ise genelde pembe, sarı, turuncu; Karamsarsa kahverengi; Yine siyah, mavi, yeşil, kahverengi kullanıyorsa baskıcı bir aile ortamı düşünüle bilinir. Renk seçimleri net bir bilgi vermese de göz önünde bulundura bilinir.

Normalin dışında büyük çizilen kulaklar çocukların çevresinden sürekli olarak eleştiri aldığını gösterir.

Sorduğumuz sorular şunları düşündürebilir.

 Resimde aile bireyleri nasıl dizilmiş? En başta en çok değer  verdiği kişi özenilenerek çizilmiştir.

Boyları nasıldır? Ailede otoriter olanın boyu büyüktür.

Bireylerin birbirlerine yakınlıkları uzaklıkları nasıldır? Ailede kendilerini kardeşlerine göre daha özenli bir şekilde çizdiyse  genelde kendilerini anne babalarına  yakın çizeler.

Aile resminde kendisi var mı? Çocuk kendine aile resminde yer vermediyse kendini o aile içinde hissetmediği düşünüle bilinir.

Bunun gibi çocuğun iç dünyasını ele veren çizimlerin yansıttıklarıyla resim analizi yapılarak fikir sahibi olunur.   

Ancak bu her zaman açık ve net bir biçimde olmayabilir. Çocuğun öyküsünü (anamnezini)  de dinlemekte yarar vardır.

En çok çocuklarımız, anlamak ve anlaşılmak isterler. Onları anlayıp kendilerini ifade etmelerine fırsat verebilmek dileğiyle sevgiyle kalın. (aysuazak@hotmail.com)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —