Tarih: 18.02.2021 09:59

RUHUN ŞAD OLSUN GÜZEL İNSAN

Facebook Twitter Linked-in

RUHUN ŞAD OLSUN GÜZEL İNSAN

Bugün bu sayfayı hazırlarken sevdiklerimi kaybetmenin üzüntüsü kadar üzüntü içindeyim. Sevenlerinin başı sağ olsun.

İletişim psikolojisi uzmanı  ve yazar olan Doğan Cüceloğlu’nu kaybetmek demek, yıllardır sırtınızı dayadığınız, gölgesinde huzuru, rahatlığı bulduğunuz, kitaplarıyla  bilgiyi yudumladığınız, dinlerken  ve okurken gelişerek davranış değiştirdiğiniz ve gittikçe sevdiğiniz, inandığınız  bir  “Çınar” dan, bir “bilge”den yoksun kalmak demektir.

Hele bu “Çınar” yaşamında mutluluk kadar her türlü mutsuzluğu da yaşamışsa, on yaşından bu yana yoksun kalmanın ne demek olduğunu bilerek, ömrünü insanları anlamaya ve anlatmaya adayarak,  yoksunluğunu sarmaya çalışıyorsa her daim, severek ve isteyerek, ona olan güvenimizle hatırlanmaya değerdir.

                                                                                                                                                       Söylediklerin kulaklarımızda, yazdıklarınız gözümüzün önünde olacaktır. Ruhun şad olsun. Işıklar içinde uyu güzel insan.

YAĞLAR HAKKINDA BİLMEDİKLERİMİZ – 2

Aysu – Bazen yağları sürerken çok az sürdük düşüncesiyle biraz daha alıp süreriz. Sizce bu doğru bir davranış mıdır?  Miktarı nasıl olmalıdır? Yağları sürerken nelere dikkat etmeliyiz?                                                                                                                                                        Ayçin Öztürk  –   Çok güzel bir soru, bizlerin öyle bir alışkanlığı var gerçekten bir şeyi çokça sürdüğümüzde ya da fazla içtiğimizde, nedense daha iyi geleceğine inanıyoruz. Oysa uçucu yağlar  sürerken bazı istisnalar hariç lavanta ve çay ağacı bu yağlara örnek verilebilir diğer uçucu yağlar mutlaka seyreltilerek kullanılmalıdır. Aromaterapi kişiye özel bir uygulama olduğu için, içindeki yağ miktarını vakaya, yaşa ve kişinin durumuna göre hatta cinsiyet bile bazen önemli oluyor, belirli formülasyonlarda belirtilen miktarlara göre ayarlıyoruz. Aromaterapi de mutlaka yağların kullanım talimatlarına ve önerilen dozlara, kullanım sıklığına uyulması gerekiyor. Yağları sürerken veya koklarken mutlaka bunlara dikkat etmek gerekiyor. Çok etkili oldukları gibi tahriş edici oldukları da unutulmamalıdır.                                               Aysu – Hangi durumlarda cildimizi yağlarla beslemek gerekir?                                                        Ayçin Öztürk  –  Aslında birçok durumda cildi beslemek için yağlardan faydalanabiliriz. Güneşten hasar almış, tahriş olmuş, çatlamış cildimizde, hassasiyet varsa, cildimizin bariyer yapısını güçlendirmek için, antiaging olarak, nemlendirici etkisinden dolayı hatta evsel  yaralanmalarda  ve evsel yanıklar da  bile kullanılabilir. Sarı kantaron, calendula, jojoba, hodan, kayısı çekirdeği, badem yağı, susam, kuşburnu çekirdeği gibi yağları tek başlarına ya da belirli oranlarda uçucu yağlarla kombine ederek kullanabiliriz.

 Aysu – Kuru ciltler daha çabuk kırışıyorlar, sarkıyorlar.  Bunu geciktirmek için hangi yağları önerirsiniz? Bu yağları desteklemek için cildimizi içerden nasıl beslemeliyiz?                              Ayçin Öztürk  – Kuru ciltlerin en önemli ihtiyacı nem aslında. Kuru ciltler nemsiz kaldıklarında çabuk kırışırlar. Tabi burada yaş faktörünü de unutmamak gerekir. Cildimiz  kuru veya yağlı fark etmez genç yaşlardan itibaren  günlük bakım adımlarını doğru uygulanırsa ileri yaşlarda daha sorunsuz bir cilde kavuşuruz.                         Aslına birçok yağ var kullanabileceğimiz, kuru ciltler için hodan yağı, meryempelsengi,  kayısı çekirdeği yağı, Jojoba yağı gibi yağlar, lavanta, palmarosa, ölmez çiçek, günlük ve  ylang ylang gibi  uçucu yağlar ile doğru kombinasyonlara karışımlar yapabiliriz. Bu konuda mutlaka bir profesyonelden yardım almak gerekir. Bu yağları desteklemek için hem dışarıdan temizleme ve tonikleme yapmalıyız.  Hem de içeriden bağ dokusunu destekleyici ve ciltte kolajen yapımını  destekleyici gıda takviyeleri  kullanabiliriz. Örneğin kolajen takviyeleri  30’lu yaşlardan itibaren kürler halinde kullanılabilir. Kolajen mutlaka sistemik olarak dâhilen  desteklenmelidir. Birçok firmanın çok iyi ürünleri var. Eczanelerde mevcut. Ben kendimde kullanıyorum. Aynı zamanda E vitamini,  C vitamini takviyeleri de önerilen oranlarda kürler halinde alınabilir.                                                                                      Aysu  – Aynı sorum yağlı ciltler içinde olacak fakat yağlı ciltler adı üzerinde yağlıdır. Bu ciltler genelde çabuk kırışmaz ama sarkar.  Bu durumda hangi yağı kullanmak gerekir?                                                                                                                                                      Ayçin Öztürk  –  Yağlı ciltlerde durum biraz daha karmaşık. Her şeyden önce bu cilt tipine sahipseniz çok iyi bir cilt  temizliği yapmalısınız her gün. Yağlı ciltlerde de nem problemi görülüyor aslında. Evet, bu ciltler çabuk kırışmıyorlar  belki ancak sarkıyorlar. Bir de akne problemi   yağlı ciltlere eşlik edebilir. Yağlı ciltlerde en çok tercih ettiğimiz yağlar jojoba ve kuşburnu yağları, uçucu yağlardan da çay ağacı, kekik ve sedir lavanta ve ıtır gibi yağları kullanabiliriz. Tabi ki doğru oranlarda ve doğru formülasyonlarda kişiye özel olarak hazırlanmalı. Bunu özellikle belirtmek istiyorum.                                                                                                                                             Aysu –  Sarkma deyince aklıma cildin elastikiyeti geldi. Sonra da  “kolajen”. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz, yağlarla ilişkisi var mı?                                                                                       Ayçin Öztürk  –  Kolajeni en iyi şekilde doğru beslenerek ve ağızdan  belirtilen oranlarda  takviye alarak yükseltebiliriz. Dışarıdan uyguladığımız ürünlerin  çok etkisi olmuyor. Ancak kolajen yapımını destekleyen bağ dokusu güçlendirerek farklı metodlarla (dermapen, dermaroller veya mezoterapi gibi) yağın veya kullandığımız herhangi bir ürünün açılan mikro gözeneklerden  veya cildi ısıtarak  deri altına gitmesini sağlayabiliriz. Şu yağ kolajen taşır diyebileceğimiz bir yağ yok. Ancak bu şekilde kollajen yapımını uyaran yağlar var. Örneğin hodan,  kuşburnu ve jojoba gibi yağlar bunu destekler.                                                                                                                      Aysu— Yaş ilerledikçe cildin elastikiyeti azalıyor,  bunu artırmak için nasıl beslenmeliyiz?                                                                                                                                             Ayçin Öztürk  –  Cildin elastikiyet kaybı hücrelerin su tutma kapasitesinin azalması yani nemsizlik ve bağ dokusunun zayıflaması ile oluyor. Bağ dokusunu kolajen ve elastin yapılar destekliyor. Aslında hepsi birbiriyle bağlantılıdır.                                                                            Cildin yağ ve su dengesini korumak, doğru yağlarla yüz masajı ve yüz jimnastiği yapmak ayrıca mutlaka düzenli bakımla gerçekten ciltte elastikiyet kaybını geciktiriyor. Tabi ki daha öncede belirttiğimiz gibi ağızdan gıda takviyeleri almak gerekiyor. Aslında her şey bir bütündür. Sağlıkta olduğu gibi, cilt sağlığında                  da bütüncül yaklaşımı benimsemeliyiz. Sadece şunu veya sadece bunu yapın diyemeyiz. Uyku kalitesi, yeme içme alışkanlıkları, su içmek, spor, temiz ve düzenli oksijen almak, sigara içmek, alkol kullanmak bile cildimiz üzerinde etkili olabiliyor.              Aysu— Eklemlerimiz için önerileriniz olabilir mi?                                                                                          Ayçin Öztürk  –  Eklem sağlığını korumak için yapmamız gereken en önemli şey şüphesiz genç yaşlarda egzersiz yapmaya başlamak. Kas ve eklem ağrılarını gidermek için kullanabileceğimiz yağlarda var elbette sarı kantaron, macadamia fındığı, nane, okaliptüs, biberiye, günlük yağları gibi. Ancak bu  karışımlar  kişiye ve duruma özel hazırlanmalıdır. Eklem sağlığını desteklemek için ağızdan alınabilecek takviyelerde var tabi.  Bu konuda bir eczacıya veya doktora danışmak çok daha doğru olur.                                                                                                                                       Aysu— Eminim daha bilmediklerimiz vardır. Bu güzel sohbete haftaya devam edeceğiz. Sorularınız olursa bu adresteyim. (aysuazak@hotmail.com)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —