Tarih: 12.01.2023 10:05

TOKSİK POZİTİFLİK

Facebook Twitter Linked-in

TOKSİK POZİTİFLİK
“Toksik de neymiş?” diyebilirsiniz.
Hemen söyleyelim. TDK’ya göre canlıların hücrelerine saldıran ve içinde eser
miktarda zehir bulunan tüm maddelere toksik (toixc) denir.
Toksik insan, toksik etki, toksik madde, toksik ilişkiler diye ifade edildiği de olur.
Toksik insan, mecazi olarak kullanılarak Motivasyonumuzu düşüren insan
anlamına gelmektedir.
En önemli özellikleri kendilerini çok üstün görüp, başkalarını küçümserler ve
bulundukları durumdan şikâyet ederler.
Hallerinden pek memnun görünmez, konulara negatif açıdan bakarlar.
Zehirli maddelerin hücrelere sıçraması sonucu yaptığı tahribat ise toksik etkidir.
Bir anlamda zehirlenmiştir.
Toksik madde de zehirli madde anlamına gelip, bu maddeleri yutmak ya da
solumak oldukça tehlikeliymiş.
Günümüzde çok karşılaşılan toksik ilişkiler ise kendimizi kötü hissettiren ilişkiler
olarak tanımlanır.
Çiftler sürekli birbirine zarar verir ama asla birbirinden ayrılmazlar.
Oysa ilişkilerde iki tarafın da birbirine iyi gelmesi, ortak paydalarda buluşarak
birbirlerini mutlu edebilmesi ilişkiler açısından önemli bir noktadır.
Bu sadece eşler arasında değil arkadaşlıklar ve dostluklar içinde olmazsa
olmazdır.
Toksik pozitiflik ise hayatımızda “denge”nin ne kadar önemli olduğunu
hatırlatır. Eğer hayatınızda denge yoksa ve her zaman mutlu ve her şeye iyi
tarafından fazlasıyla bakıyorsak bu genelde hep böyle ise işte pozitif düşünceli
olmanın zehrini içiyoruz demektir.
Çünkü bizler her zaman hep bir tarafı biraz da olsa fazlalaştırırız. Hani derler ya
“azı karar çoğu zarar”. Aslında olması gereken bu. Çok olanı bizlere zarar
vermeyecek kadar olsun.

Pozitif olmayı, konulara olumlu bakmayı hepimiz tavsiye ederiz. Üzgün
gördüğümüz insanlara elimizden geldiğince destek olmak ister onu rahatlatıcı
cümleler kurarız.
Çoğu zaman onun üzüntüsünü yaşamasına, acısına sahiplenmesine ve bunları
yaşarken edineceği tecrübeleri, olgunlaşmak için yaşaması gerekenleri
düşünmeden onu tüm iyi niyetimizle korumaya çalışırız.
Son yıllarda olumlu düşünmeye yönlendiren pek çok yöntemler, makaleler ve
programların varlığını biliyoruz.
Her biri bizlerin hep mutlu olması ve hiç kaygılanmadan, üzülmeden neşe ve
mutluluk içinde olumlu duygularla yaşamamıza yöneliktir. Bizler de bu konuda
kişisel gelişim ile ilgilenir, mutlu olmak için yollar ararız.
Bulduğumuz yollardan ilerler hatta bunu sürekliliğe ve aşırılığa kadar vardırırız.
Olumlu duyguların abartılmış aşırılığa kaçılmış genelleştirilmiş olmasına
psikolojide “toksik pozitiflik” adını vermişler.
Yani siz hep hep mutlusunuz. Hiçbir şey sizi üzmüyor. Olanları kafanıza
takmıyorsunuz. Her şeyi bilen siz her daim neşe içindesiniz.
Olanları genele yayıyor size verilen öğütlerle ve öğrendiğiniz tekniklerle hep
olumsuz düşüncelerden arınıyor ve bunu o kadar çok yapıyorsunuz ki neredeyse
hiiiiç mutsuz olmuyorsunuz.
Güzel değil mi?
……………………………………………….
Aslında değil.
Mutlu olmak için bir çaba içinde oluyoruz. Ve pozitif görünme çabamız bizi
zehirliyor.
Bunun içinde adına ‘toksik pozitiflik’ deniliyor.
Zorlayıcı bir çabayla bastırılmış duygularımız bir zaman gelecek hem de uygun
olmayan bir zamanda patlak verecektir.
Acaba bizler olaylarla baş etme becerimiz olmadığından mı yoksa
yaşadıklarımız karşısında doğru zamanda doğru davranışı gösteremediğimizden
mi olumsuz hislerimizi bastırarak olumlu hissetme çabasını gösteriyoruz?
Elbette kişiye göre değişir.

Kolay olmayan günler geçirdiğimizde o olumsuzlukları yok sayıp kendimizi
zorlarcasına mutlu görünmek doğru bir yaklaşım değildir.
Bu halimizle kendimize daha kalıcı zarar verebiliriz.
Yaşarken bir yolda olduğumuzu düşünürsek önümüze taşlar çıkacağını da
biliyoruzdur.
Bu nedenledir ki olanı olduğu gibi kabule geçmek doğru zaman da doğru olan
davranışı aşırıya kaçmadan göstermek önemli bir noktayı teşkil eder.
Üzülmemiz gerektiğinde üzülüp, sevinmemiz gerektiğinde sevinerek dengeyi
korumakta yarar vardır.
Biliyorsunuz her şeyin fazlası zarar ve her şey bizim içindir.
Her şeyin fazlası zehirdir. Burada önemli olan başlarda dediğimiz gibi dengeyi
kurma becerimizi geliştirmektir.
Yeri geldiğinde acılarımıza, üzüntülerimize sahip çıkacak, yeri geldiğinde de
olayların bizleri yıpratmasına müsaade etmeyeceğiz.
O zaman hayatımızda dengenin var olduğu, toksik pozitiflikten uzak, her
duyguyu olması kadarıyla yaşayabilmek dileğiyle mutlu kalın…
(aysuazak@hotmail.com)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —