ORHAN UZUNER
Yaklaşan Mahalli Seçimler için hazırlıklar sürüyor. Siyasi Partiler strateji belirlemeye, adaylarını netleştirmeye çalışıyor.
Ancak bazı kesimlerde ısrarla moral bozmak, umutları kırmak, insanları demoralize etmek eğilimi gözleniyor.
Bu kesimler Türkiyemizi ‘yaşanamaz ülke, ekonomisi batmış bir üçüncü sınıf devlet’ gibi gösterme eğilimindeler.
Yapılan inanılmaz hizmetleri ve gelişmeleri görmezden gelip, kendi aşağılık kompleklerini halka aşılama gayreti içindeler.
Acaba gerçek öyle mi?
Öncelikle Türkiye Tek Parti Dönemini sona erdiren süreçten sonra , çok parti sistemi ile tanıştı ve millet ilk fırsatta CHP’nin tek parti zulmüne son verip makul alternatifleri seçmeye çalıştı.
Bu, önce Demokrat Parti oldu, sonra ihtilal ile onun önü kesildikten sonra onun biraz daha özgürlükçüsü olan Adalet Partisi oldu, onun önü de 12 Mart Muhtırası ve 12 Eylül Darbeleriyle kesilince, biraz daha özgürlükçü olan Anavatan iktidarı ve Turgut ÖZAL geldi.
Sonrasında Refah fırtınası ve Erbakan Hocayı 28 Şubat Post Modern Darbesi ile durduran Emperyalist güçler,
2001 de kurulup katıldığı ilk Genel Seçimde Tek Başına iktidar olan AK Parti’ye ve onun dünya lideri başkanı Tayyip ERDOĞAN’a engel olamadılar.
AK Parti önceki özgürlükçü dönemlerde yapılan yolları, otoyolları, köprü ve barajları, okul ve hastahaneleri onlara katlayıp misli misli yapınca,
onu durdurmak için daha fazla çabalamak zorunda kaldılar.
İktidar Partisini kapatma garabetinden tutunuz,
Nisan Muhtırası,
17-25 Darbe girişimleri,
gezi olayları ve
15 Temmuz Darbe girişimi gibi onlarca teşebbüs AK Parti fırtınasını durdurmayı başaramadı.
Seçimlerde yenme ve durdurma gibi umutları zaten yoktu.
Olsaydı bu yollara tevessül etmezdiler.
devam edecek……..
KARDEŞ KAL TÜRKİYE
