Gazze sırtı Akdeniz’e yaslı 40 kilometre boyunda bir çizme gibi. Çizmenin taban kısmı 13 kilometre, bilek kısmı 6 kilometre, çizmenin ağzı ise 9,7 kilometre genişlikte. Bu çizmenin içinde 2024 başında 2,3 milyon kişi yaşıyordu. Onlara ‘gidin’ dediler. Gidecek yer yoktu. Bir tarafta sınırı açmayan Mısır, bir tarafta İsrail, bir tarafta Akdeniz.
7 Ekim 2023 Aksa Tufanı saldırısına İsrail’in verdiği cevap ‘gidin’ dediği insanları öldürmek, okul ve hastane dahil sığındıkları her yeri yok etmek oldu.
*
Birleşmiş Milletler rakamlarına göre 2008 ile 2023 arasında İsrail ve Filistin arasında yaşanan çatışmalarda 6720 Filistinli, 658 İsrailli öldü.
Daha önce de çatışmalar yaşanmıştı. İkinci Dünya Savaşı’na kadar çoğunluğu Arap 5 bin kişi öldü.
14 mayıs 1948’de İsrail’in resmen kurulmasının ardından başlayan savaşta 15 bin kişi öldü.
1967’deki 6 Gün Savaşı… Arap cephesinde 21 bin ölü, İsrail’de 800 ölü.
1973 Arap-İsrail Savaşı... Mısır Suriye kuvvetleri 6 bin, İsrail 6 bin kayıp verdi.
1982 Lübnan Savaşı’nda ölü sayısı belirsiz.
1987 Birinci İntifada, bin kişi öldü..
Eylül 2000 İkinci İntifada….130 kişi öldü.
Bu coğrafyada yaklaşık 100 yıllık bir süreçte İsrail dışı ölüm sayısı yaklaşık 55 bin kişi.
*
Oysa 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de ölenlerin sayısı ise 38 bin 443. Üstelik dün 14 Temmuz 2024 itibariyle Anadolu Ajansı mahreçli bir haberde İsrail uçaklarının Gazze’deki iki eve saldırdığını 10 kişinin öldüğünü duyurdu. Önceki gün İsrail savaş uçakları Gazze’deki güvenli alan olarak ilan edilen El Mevasi’yi bombaladı. 90 kişi öldü. Yani İsrail durmuyor, saldırmaya, öldürmeye devam ediyor.
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 15 bin 694’ü çocuk, 10 bin 279'u kadın olmak üzere 38 bin 443 Filistinli öldü. Üstelik enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildiriliyor. Gazze, İzmit Merkezinden Osmangazi Köprüsü’nün çıkışı olan Altınova’ya kadar uzanan bir toprak parçası demek. 38 bin 443 kişi kollarını açıp yan yana dizilse asgari 50 kilometre yapar. Yani bugün Gazze’de ülkenin sahiline dizilen insanların birinci sırası ve ikinci sırasının yüzde 25’i hayatını kaybetti. ABD, Avrupa, Rusya, Çin, İngiltere… Hepsi seyretti.
Bu bir insanlık suçudur. 8 bin insanın katledildiği Srebrenitsa ile bile mukayese edilemez. Elde edilecek hiçbir değerle meşru gösterilemez. Gidecek yeri olmayan insanların çocuklar dahil katledilmesi sürdürülemez bir dehşettir. Ne yazık ki artık her biri solan bir yaşam, her biri bir istatistik olmuştur ve nereye evrileceği de belli değildir.
Ancak herkesin ölümü istatistik olmaz, bazıları trajedi olur.
*
Nitekim bu yazının sonuna geldiğim noktada, gece yarısı yapılan silahlı saldırıda ABD Başkan Adayı Trump’un kulağından yaralanmasına ilişkin haberler gelişiyordu. Öldürülen suikastçının kimliği belli olmuştu. 6 Aralık 2017’de gelen tüm tepkilere karşın Kudüs’ü İsrail’in resmi başkenti olarak tanıyarak, objektiflere gururla gösterdiği belgeyi imzalayan Trump’a atılan mermi birkaç santimetre sapsa işte bu suikast istatistik değil Trump trajedisi olarak tarihe geçecekti. Olayda bir miting izleyicisi de öldü. Aynı anda televizyonlarda bu korkunç suikast ve polislerin suikastçıya vereceği silahlı karşılıklar nedeniyle sivillerin ne kadar büyük zarar görebilecekleri konuşuluyordu!
Levent AKBAY
akbaylev@gmail.com