Levent Akbay

Tarih: 22.07.2024 13:06

-Metal yorgunluğu…

Facebook Twitter Linked-in

Bahtiyar Teyze ve Ramis Amca… Çocukluğumun önemli figürleri arasındaydı. Aile dostlarımızdı. Beni severlerdi. Ne zaman onları görsem 5 kuruş istermişim. ‘Yok’ derlerse “O zaman 10 kuruş ver!” dermişim. Şehitler Sokak tarafında da oturdular, Dumlupınar İlkokulu’nun yanında da. Baktım, arada okuldan kaçıp gittiğim o ev duruyor hâlâ. 

Bakır beşliklerden bahsediyorum. Bakır 10 kuruşlar da vardı. Sarı delikli yirmibeşlikler, beyaz yirmibeşlikler de o günlerin paralarıydı. 70’lerin biraz önceleri. 50 kuruşlar, bir liralar, 2,5 liralar. 

Beyaz 25 kuruşların üzerinde top mermisi taşıyan bir kadın, o parayı taşıyan her çocuğu her daim etkileyen bir hayal de taşırdı.  O kadın Kurtuluş Savaşı kahramanı Kara Fatma’ydı. 

Genellikle devlet büyüklerinin yer aldığı paraların ön yüzünde kahraman bir kadına yer verilmesi bugün yaşanan ‘kadın sorunu’ için bir şeyler anlatıyor olmalı. 

O günlerin 50 kuruşunun üzerinde profili kusursuz bir başka kadın yüzü vardı. Başındaki başlık her nedense çocuklara mutluluk verirdi. O paranın alım gücünün dışında bir başka sıcaklığı vardı. Bu kadın Etnolog Sabiha Tansuğ imiş, başındaki de Ankara Başlığı. 1970’te ‘Anadolu’dan 40 Kadın Başlığı’ sergisini açmış. Sonra biri, kendisinin başında 25 kuruşun üzerine resmedilerek tarihe geçmiş. 

Bu yılların en büyük bozuk parası 5 TL idi. Atatürk yarım şaha kalkan bir atın üzerindeydi. Bu paranın  bir bölümü hatalı baskı nedeniyle ‘Yeleli 5 TL’ olarak da anılır. 

Henüz 70’lerin başındayız. En büyük madeni para 5 TL.  1981’de madeni 10 TL, 1984’te madeni 100 TL, 1988’de madeni 500 TL, 1990’da madeni bin  TL, 1991’de madeni 2 bin 500 TL, 1992’de madeni 5 bin TL piyasaya sürülür. 

Paranın alabildiği şeyler sürekli azalır. Para değer kaybetmeye devam eder.  Sıfırlar artsa da sonuç değişmez alım gücü geriler. 

1996’da madeni 50 bin TL, 1999’da madeni 100 bin TL, 2003’te madeni 250 bin TL ceplerimizde şıngırdar. 

Sonra paradan 6 sıfır atılır. Artık madeni paralarımız geçiş döneminde YTL olarak cebimizdedir.  1 Ocak 2005 ile 31 Aralık 2008 arasındaki geçiş döneminden sonra yeniden TL olacaktır.

2005 yılında 1, 5, 10, 25 ve 50 yeni kuruş ve 1 yeni lira değerinde madeni paralar piyasaya sürüldü. 1 yeni kuruş pirinç, 5, 10 ve 25 yeni kuruş ise bakır-nikel, 50 yeni kuruş ve 1 yeni Türk lirası bimetalik olarak basıldı. Tüm paraların arkasında Mustafa Kemal Atatürk bulunmaktaydı. 

Biliyorsunuz bizim sistematiğimizde 6 çeşit kağıt, 6 çeşit madeni para tedavüle sokulmaktadır. Bugün madeni paralara baktığımızda bir bölümü fiilen değişim, dolaşım dışı kalmıştır. Son olarak Darphane Genel Müdürlüğü madeni paralardan 25 kuruşun basımının durdurulduğu açıkladı. 

Daha önce 1,5,10 kuruşun başına gelenler 25 kuruşun da başına geldi. Bu paralarla herhangi bir mal almanın imkanı kalmamıştı. Artık 6 madeni paradan 4’ü devre dışı kalmıştı. 

“Bu neden oldu?” diye sormayacağım. Zaten yaşıyor ve biliyorsunuz. 

Benim iki ayrı sorum olacak. 

Madem bu paralar devre dışı kaldı ve 6 ayrı madeni para tedavülde olmalı. Neden daha büyük, daha fazla sıfırlı madeni para basmıyoruz?

İkincisi paranın alım gücü düşüyorsa bu madeni paralarla sınırlı olmamalı. Kağıt paralar da aynı şekilde alım gücündeki düşüşten etkileniyor. Neden onların da en küçük değerde olanı ortadan kalkmıyor, en yüksek değerde olanlarına yenileri eklenmiyor?

Biliyorum; o yıllara dönmüş gibiyiz…

 Kabul edemediğimizi kabul ediyorum ama gerçek böyle!

 

 

Levent AKBAY

akbaylev@gmail.com

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —