Levent Akbay

Tarih: 09.06.2024 15:41

-Sıcak para

Facebook Twitter Linked-in

 

Ekonomi yönetimi memnun görünüyor. Çünkü tırnak içinde ‘Program çalışıyor’. 

Program çalışınca da dövize olan talep düşmüş görünüyor. Program çalışınca Merkez Bankası döviz biriktirip, döviz rezervini artırıyor. Program çalışınca dışarıdan borç bulmak için imzalanan sözleşmelerin sigorta prim maliyetleri düşüyor. Borç verilebilirliği temsil eden ülke puanları yükseliyor. 

Programın henüz çalışmayan ayakları arasında yer alan enflasyon da düşüşe geçecek. Gelir dağılımının düzelmesi muhtemelen enflasyondaki düşüşe paralel yürüyecek. İçinde yaşadığımız  ekonomik süreci kabaca böyle özetlemek mümkün. 

Peki ne yapmaya çalışıyoruz? 

Yapmaya çalıştığımız şey dışarıdan borçlanabilme yeteneğini kazanmak. Dışarıdan derken Batı’dan, Batı’nın küresel kreditörlerinin, para satıcılarının öngördüğü koşullarda. 

Tekrar borçlanacağız, sürekli borçlanacağız, sıcak paranın içeride birikmesini sağlayacağız. İçeride biriken para ile bir yandan yatırımı, bir yandan üretimi sürdüreceğiz. 

Ancak bu para ‘tek bir bilgisayar tuşu’na basınca geliyor, doğal olarak ‘tek tuş’ hareketiyle gidiyor. Bu para örneğin yatırım yapmış, bugün istekleri tartışılan, paslanmaz çelik üreticisi yabancı sermayeli Posco Assan’ın getirdiği döviz gibi değil. Bu para bugün istekleri tartışılan Posco Assan gibi kendi başına istihdam da sağlamıyor, Posco Assan gibi ihracat da yapmıyor, teknoloji çıtasını da yükseltmiyor. 

Bu para kendi ülkesinde, kendi piyasalarında bulamadığı kazancı arıyor. Dünyanın neresi olursa olsun onun için fark etmiyor. Yeter ki gittiği ülke parayı batırmayacak kadar güvenilir olsun. Eğer bu paranın, yani sıcak paranın gittiği ülke borç alışverişi için belli standartları taşıyorsa, o ülkenin bonosuna, tahviline, borsasına geliyor ve bir müddet konaklıyor. Bu bir hafta da olabilir, bir yıl da olabilir, on yıl da olabilir. 

Tekrar edelim yeter ki kazanç garanti olsun, yüksek olsun, riskler olabildiğince düşük olsun. 

Örneğin o ülkede döviz kurları öngörülebilir olsun. Yani o para, sıcak para geldikten sonra yerel para birimine dönüştü ya! Döviz kurlarının mümkünse dönüş zamanı da düşük olacağı garanti olsun. Yani o para, yani sıcak para konaklamış olduğu faizden yüksek kazansın, faizden kazandığının yanı sıra döviz kuru da düşük olduğu için, yerel paradan dövize dönerken ikinci bir kazanç sağlamış olsun.

Bu durumda sıcak paraya dayalı bir parasal sistem oluşturmanın borç alan açısından, kalıcı bir yabancı sermaye gibi getirisi yok.

O nedenle alınacak borcun nerede kullanılacağı çok önemli. Eğer döviz kazandırıcı, üretken, istihdam sağlayan, yüksek teknolojide yatırımlara yönelecekse bugüne kadar 1980’lerden sonra olduğu gibi şans denenebilir. 

Ancak sıcak paraya dayalı bir parasal sistem eğer döviz kazandırıcı, üretken, istihdam sağlayan, yüksek yatırımlara dönüşmüyorsa ve sadece günü kurtarıp, borç stokunun artmasına yol açıyorsa…

Bu durumda ‘Program’ın sadece borçlanma ayağı çalışmış oluyor. Nereye kadar? Sıcak para tek bir tuş hareketiyle “Bana bu kadar kazanç yeter.” diyerek,  kaçana kadar.  

Özetle kritik husus, borç alma şansını yakaladıktan sonra, borç aldığınız parayı, nerede kullanacağınız!

 

Levent AKBAY

akbaylev@gmail.com

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —