Aysu Azak

Tarih: 26.09.2018 08:35

KENDİNİZ İÇİN BİR ŞEY YAPIN

Facebook Twitter Linked-in

 

“Başkalarının yaptıklarını, düşündüklerini, ima ettiklerini ya da söylediklerini kişisel algılamayın. Herkes kendi inanç sistemi içinde düşünür ve kendince yargılara varır. Dolayısıyla insanların sizin hakkınızdaki düşünceleri sizin şahsınızdan çok kendileriyle ilgilidir.” demiş, Don Miguel Ruiz.

Hepimiz kişileştirmez miyiz? Hadi çoğumuz diyeyim. Aslında hepimiz zaman zaman bireyselleştirir, kendimize çeviririz.

Yolda gördüğünüz arkadaşınız size selam vermeden geçtiğinde, şu soruyu sorarsınız.

“Neden selam vermedi?” Önemsediğiniz biriyse de bu duruma üzülürsünüz.

Oysa onun da kendi sorunları olabileceğini, yaşam içinde kendi değer yargılarının ve inançlarının geliştiğini o anda düşünmezsiniz.

İnsan, yaşarken her ne kadar çoğu üzüntülerini unutmayı başarabiliyorsa da unutamadıkları da oluyor. Bir süre sonra unutamadıkları öylesine çoğalıyor ki, taşıyamıyor.

Dolduğunuzu hissettiğinizde yapacağınız tek şey boşaltmak olacaktır.

Dolu bir bardağı elinize alıp havaya kaldırdığınızı düşünelim.

Nereye kadar elinizi havada tutabilirsiniz?

Bir süre sonra kolunuz o kadar çok yorulacak ki bardağa hakim olamayacak ve bardağın içindeki suyu sağa sola dökerek kolunuzu indirme durumuna geleceksiniz.

Oysa yorgunluğunuzu hissetmeye başladığınızda kolunuzu indirip suyu lavaboya boşaltmış olsanız, etrafınızı ıslatmamış olursunuz.

İşte olumsuz duygularımızda böyle, artık taşıyamayacağınızı hissettiğiniz  üzüntülerinizi, kızgınlıklarınızı, dertlerinizi, pişman olduklarınızı ve kurtulmak istediklerinizi hatta söyleyemediklerinizi, tamamen içinizi boşaltacak şekilde bir kâğıda yazın.

Kime kızdınızsa, kim sizi üzdüyse onunla ilgili aklınıza, dilinize gelen her şeyi yazın. Ardından yazdıklarınızı yok edin. Yakarsanız daha iyi olur. Gördüğünüz için zihin, o olumsuz size zarar veren konuların yok olduğu bilincini taşıyacaktır.   Artık içinizde onunla ya da onlarla ilgili hiçbir şey kalmadığına göre rahatlamış olmalısınız.

Ardından da “Özür dilerim, lütfen beni affet, seni seviyorum,  teşekkür ederim.” deyin. Tabi bunu içinizden kendi kendinize söylüyorsunuz. O kişinin yüzüne karşı değil. En sonunda sizi özgürleştiren duayı okuyun. Bu şekilde o kişiye karşı kendinizi özgürleştirmiş, onunla aranızdaki negatif bağları kaldırmış oluyorsunuz. Zihniniz artık özgür ve onunla barış sağlamış oluyor.

Özgür olduğumuzu hissetmek çok güzel bir duygudur. Bu duyguyu yaşayan insanlar yapmak istedikleri şeylerde daha sağlıklı kararlar alır.

Etkili ve kaliteli farkındalık yaşayarak, öncesinde farkına varamadığı şeyleri, nasıl düşünemediğini, sorgular.

Zihin, üzerindeki olumsuz duygusal baskıdan kurtulduğu için daha berraktır.

Bazı insanlar üzüntülü olduklarında sağlıklı düşünemediklerini söylerler, bir süre sonra sağlıklı karar alamayışlarının sebebini “ o zaman kafam karışıktı” diye açıklarlar ya da kendilerini böyle teselli ederler.

Kendinizi özgürleştirmeniz dileğiyle..Mutlu kalın..  (aysuazak@hotmail.com)

 

Bu dua, Meksika ve El Salvador’da yaşayan Nahua yerlilerine aitmiş.

Çok güzel bir dua, özgürleşmek isteyenlere ve duygusal ağırlık hissedenlerin hafifleyebilmesi için yazılmış.

“Annemi ve babamı; bilmeyerek yaptıkları hataların sorumluluğundan ve suçluluğundan azat ediyorum…

Çocuklarımı, beni gururlandırmaları gereği inancından azat ediyorum ki; sadece kendi kalplerinin onlara seslendiği yöne doğru rahatlıkla gidebilsinler.

Eşimi; beni tamamlaması mecburiyetinden azat ediyorum. Ben eksik değilim; çevremdeki her canlıdan, her an yeni bir şey öğreniyorum.

Ailemin atalarına ve büyük ebeveynlerime;

Benim şu anda hayatta olmamı sağlayacak şekilde var oldukları için teşekkür ediyorum.

Onları geçmiş hatalarından, tamamlanmamış arzularından azat ediyorum.

Her birinin, zamanın ve koşulların gerektirdiği en doğru şekilde davranmaya gayret ettiğinin farkındayım.

Onları seviyor ve onurlandırıyorum.

Kimseden saklayacak bir şeyim olmadığı gibi kimseye bir borcum da yok.

Kendim, olduğum gibiyim.

Kalbimin bilgeliğini izleyerek ve kendime dürüst olarak yaşam yolumu yürürken huzurumu ve mutluluğumu gölgeleyebilecek olan görünen ya da görünmeyen tüm bağların sorumluluklarından kendimi azat ediyorum.

Kendi huzurum ve mutluluğum yegâne sorumluluğumdur

Ötekilerin beklentilerini karşılamak üzere yüklendiğim tüm rollerimi bırakıyorum.

Kendimi onaylıyorum ve kendime saygı duyuyorum.

Benim ve senin içimizdeki yüceliği selamlıyorum ve hatırlatıyorum:

Biz özgürüz.”

(Damla Çeliktaban’ın 4.4.2018’deki Habertürk’teki köşe yazısından)

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —