Aysu Azak

Tarih: 03.09.2024 18:06

BAĞLI MI BAĞIMLI MI?

Facebook Twitter Linked-in

Şimdi okula ilk başlayacak çocuklarımız ve anne babalar heyecan içindeler. Ne güzel bir mutluluk. Bu zamana kadar gözlerinin içine bakarak büyüttük.

“Aman yavrum yorulmasın, üzülmesin, ağlamasın.” 

Evet! Bizim yanımızda yorulmasın, yapamadım diye ağlamasın yeter ki üzülmesin, onun yerine biz yapalım. 

Yaptığımız her şey onların iyiliği ve geleceği için. Onlar için yaşıyor ve onlar için pek çok fedakârlıklar yapıyoruz. 

Peki ya okulda?

Biz anneler değil miyiz çocuklarımızın yerine düşünen, onların yerine yapan ve yine onların yerine kararlar veren?

Yine biz değil miyiz neden düşünemiyor, neden yapamıyor ya da karar veremiyor diyen? Tabii ki, onların yerine düşünen birileri var. Okula başlayana kadar da oldu. Çocuklarımız okula başlayana kadar genelde bu şekilde yetiştiriliyor. Anneanneler, babaanneler, büyükbabalar ve diğer büyükler hep onun mutlu olması için uğraştılar, her zaman olmasa da “evet” dediler.

Ama artık onlar yok. Okullu olduk. Onlar evde kaldı. Şimdi ne olacak?

Şimdi çocuklarımız her şeylerine genelde  “evet” dediğimiz ortamdan çıkıp “hayır”la karşılaşacak ve her şeyi kendisi yapacak. Çoğu şeyleri yapacaktır mutlaka. Ancak yapamadığında kırılgan olacak ya sessizce ağlayacak ya da birilerinin yapmasını bekleyecektir. Normal şartlarda bir süre sonra uyum sağlayacak ve sorumluluğunu alacaktır.                       

Bu süreç içinde ise anneler çeşitli kaygılar taşır. Okula başlayan çocuklarına yardım etmeye devam eder, çantasını taşır, ödevlerine yardım eder; çocuk ödevini yapmadan uyuduğunda öğretmenine mahcup olmasın diye ödevini yapar ya da öğretmenine söyler.   

 Anne farkına varmadan bağımlı durumuna girer. Dünya, çocuğunun üzerinde döner, kendisi en son sıradadır. Aslında çok iyi niyetlidir ama kaygılıdır. Kaygı arttığında da çocuğuna zarar verecektir. Bağlılık bir kenara artık çocuğuna bağımlıdır.

Bu bağımlılıkla çocuk kendini kontrol altında hisseder. Bu da çocuğun kendini ifade etmesini engeller. Yaşıtları arasındaki iletişimini,  olumsuz olarak etkiler. Kendi başına hareket edemez bireysel davranamaz, sorumluluk alamaz, anneye bağımlı olur. Anne yoksa başkasının yapmasını bekler.   

Aslında sorumluluk alınmaz verilir. Bunu da verecek olan ailedir, anne babadır. Çünkü ailenin yanında geçen yaşlar bunun verilmesinde önemli bir zaman dilimidir. Verilenler okulda pekiştirilir, üzerine eklenir. Çocuk evde almış olduklarıyla bir birey olarak okula başlar, okulda şekillenir. 

Bir çocuk kendi kararlarını almak için sürekli başkalarından destek istiyorsa ve aslında yapabileceği şeyler için ailesine bağlı kalıyorsa bağımlılık söz konusudur.

 “Annem kitabımı çantama koymayı unutmuş. Annem böyle yapmamı istedi, yoksa kızar.” diyen çocuklarımız vardır. Kendini anneden ayıramaz.

 Onu görmek için ağlar. Bu ister anasınıfı ister 1.sınıf, ister 2. Sınıf öğrencisi olsun fark etmez. Bu duyguyu yaşayan her yaş için geçerlidir. Sadece gerekçeleri farklı olabilir. 

“Yapılan bir deneyde:

 Prof. Curt Richter, fareleri tek tek içi su dolu kaplara koyuyor. Fareler yüzerek kurtulmaya çalışıyor. Ama maalesef fareler yoruluyor ve boğularak can veriyor.

Prof. Richter, farelerin ortalama 15 dakika yüzdüğünü keşfediyor.

Deneyin ikinci kısmında, bir grup yeni fareyi tekrar suya bırakıyor ama bu sefer 15 dakika dolmadan önce kabın su miktarını artırıyor.

Su miktarı artınca fareler yüzerek kabın dışına çıkıp boğulmaktan kurtuluyor. Yani, Richter bu farelerde “Ben başardım” duygusu yaratıyor.

Daha sonra aynı fareleri tekrar su dolu kaba koyuyor. Sizce “Ben başardım” duygusuna sahip fareler, bu sefer ne kadar yüzmüştür?

Normalde 15 dakika yüzen fareler bu sefer tam 72 saat yüzüyor.

Neden?

Çünkü bu fareler biliyor ki başarı onların kontrolü altında. “Başarı benim kontrolümde” duygusu da çabayı ve azmi getiriyor.”

Bu noktada her çocuk övülmelidir. Yeri geldiğinde,   gerektiği kadar. Ancak fazlası ve abartılmışı,  çocuklarımızı beklenti içine düşürür. Bulamayınca,  özgüvenini etkiler. Bu nedenle övgülerimize dikkat edelim ve bize bağımlı olan çocuklarımızı en iyi şekilde bağımsız hale getirelim. Başarabileceği duygusunu verelim bir taraftan da yaşlarına göre bağlılık seviyemizi koruyalım

Siz kendinizi nerede buluyorsunuz? Aşırı sevginin koruması altında yeteneklerini engelliyor mu yoksa destekliyor musunuz? 

Bağımlı mısınız? Bağlı mısınız? 

Çocuklarımıza olumlu modeller olmak dileğiyle sevgiyle mutlu kalın. (aysuazak@hotmail.com)

 

Birgün çocuk annesine sormuş; 
-Anacığim kafandaki saçların neden beyazlıyor senin? 
Annesi; 
-Yavrum, sen beni her üzdüğünde saçımın bir tel beyazlıyor, elbette sebepsiz değil! 
Çocuk annesinin duyacağı tonda başlamış cevabı yorumlamaya; 
‘Hıı şimdi anlaşıldı, anneannemin saçları neden bembeyaz olmuş!’

 

 

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —