Dünyada ve Ülkemizde açtığı yaralar sonrası bir türlü baş edilmeyen bir sorun halen giderilmiş ve çözüm bulunmuş değil. Nedir bu derseniz tabi ki 2019 sonu 2020 yılının Şubat ayından itibaren yaşattıklarıyla insanları bezdiren CORONA salgınından başka ne olabilir. Bu hastalık furyası dalga dalga dünya genelinde yayılmaya başlaması ve ülkemizde görülmesiyle insanlık bambaşka bir sıkıntıların içinde kaldı.
Günlerce, haftalarca aylarca insanlar evlerinde adeta hapis hayatı yaşamak zorunda kalmasıyla bir anda ticaret ve ekonomi boyut değiştirir gibi sorunlar yumağının içinde kör düğüm oldu. Bu süreç hatırlanması hiç düşünülmezken bıraktığı iz ve beraberinde getirdiği sağlık, ekonomi ve sosyal hayatın içine etti.
İnsanlar evlerinde adeta hapis hayatı yaşamak zorunda kalırken bunu fırsat bilenler içinde bulunmaz bir nimet olarak görülüp ekmeklerine bal tere yağ sürmeye devam ettiler. Bir ameliyat maskesinin normal zamanlarda 25 kuruşken 5 tl’ den başlayıp 30 tl hatta 40 tl den satıldığı görüldü. Bittimi tabi ki hayır. Bu maskeler bile bir anda sanki hiç yokmuş gibi yeni bir sektör oluşturdu birçok iş insanı diye ifade edilen kişilerin altın yumurtlayan tavuğu oldu her gün binlerce maske üretilip kasalarına balya balya paraları koymanın keyfiyle ticaretlerine devam ettiler.
Benim yurdumun insanları ise evlerinden ne yiyeceğini esnafım borcumu nasıl ödeyeceğini düşüne dururken fırsatçı simsarlar iş başında ceplerini kasalarını doldurmanın planlarıyla Ülkemizin ekonomisi bir anda tepe takla oldu. Zaten bundan sonra olanlar oldu fahiş fiyat ile günlük ihtiyaç duyulan yiyeceklere dur durak bilmeden saatlik, günlük haftalık zam furyası ile ürün bulunamaz duruma getirildi.
Ülkemiz uzun yıllar sonra böylesi sıkıntıları tedbir ve önlemelerin yetersiz kalmasıyla alınamamasıyla bir süreç yaşadı ve halende yaşamaya devam ediyor. Piyasalardaki dalgalanma artçılardan sonra etkisini yitirmeden direk olmaya devam ediyor. Aradan geçen yaklaşık 5 yıllık süreç sonunda ölenler öldüğü ile kalırken yaşayanlarda öylesine yaşamaya devam ediyor. Gırtlağa kadar insanlar borç içinde debelene dursun çözümü yeniden borçlanarak yaptırılmaya çalışılan zihniyet ağzından salyalar saçarak modern tefecilik modeliyle insanların yaşamlarını gasp edip borçlanmaya mecbur bırakıldılar.
Fahiş fiyat salgını o kadar hızla ülkemizi ele geçirdi ki, sağlık, ekonomi ve sosyal hayatın adeta felç olmasına neden oldu. Piyasalar esnafların yüzleri gülmezken, hayat pahalılığı karşısında insanlar çaresiz kalıp hiç tasvip edilmeyen yollara girerek evini geçindirmeye çalışmalarına neden oldu. Bir anda adı her ne kadar şans ve talih oyunları olsa da insanları kumara alıştıran bahisçilik bile meslek ve sektör oldu. Ülke genelinde her 2 kişiden biri talih oyunları oynuyor. Nasıl oynamasın her yolu tıkanan insanlar ve çaresiz bırakılanların yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Zaten tehlike de bundan sonra başlıyor.
Hayat şartların zorlaştığı ülkemizde, insanlar ne yapacağını şaşırmış durumda. Asgari ücretli, işçi, memur ve en önemlisi emekliler anlaşılmaz derece de ne yapacaklarını bilemiyorlar. Evi olmayan bir bireyin ailesiyle ne yapabilir şöyle bir düşünmek gerek. İnanın onu bile yapamaz haldeyiz. Gidişat hiç iyi değil iyi olan şey işini bilenlerin yollarına devam ettiği, ticaret yapanların mecbur kalıp farklı arayışlarla işini döndürdüğü. Oysa yaşam mücadelesi içinde kalanların, 5 yıl önce yaşanan bu CORONA illetinden sonra rahat bir nefes alamayışı yaşananları bu gün bu noktaya taşımasıdır. Yani kısaca durup bir düşünün ülkemiz C.Ö’den önce nasıldı C.S nasıl bir haldeyiz. Her şeyin sebebi CORONA.
