Nurettin Şenemre

Tarih: 14.11.2021 11:40

KALPAZANLAR

Facebook Twitter Linked-in

Yıllar yılı birbirini kovalarken Kalpazanlar her zaman iş başındadır. Sahte para basarlar ceplerine koyup kendilerine hayırlı işler diler ve Camiye giderler. Namaz kılanlarla saf tutup tespih çekip dua ederler. Çıkışta da Camiye yardım için konan kutuya bir 100 lira atarlar doksanını geri alırlar. Kendilerine göre bereketli bir iş yapmışlardır. Sonra pazara giderler sahte paralar orada gerçekleriyle bozdurulur hem sebze meyve ne varsa onu alırlar hem de paralarını aklarlar. Sonra bir kermesin yolunu tutarlar akıllarını gelen ürünleri alıp, heybelerini doldurup, üstüne üstük verilen geri paralarla epey kara geçerler. Bilmezler ki Pazarcının senedi vardır. Adam ertesi gün Banka’ya koşar senedi almak için paraları uzatır. Vezne Memuru sayar bir yüzlük sahte bu geçmez der, Pazarcı dona kalır. O karda kışta kıyamette soğuktan donarak alın teriyle kazandığı paradan 100 lira için senedini ödeyemez. Fırlar sokağa deli danalar gibi 100 lira ararken Kalpazana da aklına hangi küfür geliyorsa onu eder de durur. Kalpazansa o sırada keyif içindedir. Gerçek parayla elektriğini, suyunu, doğalgazını ödemiş; aldığı erzaklarla da evinde televizyon karşısında sıcacık bir ortamda yiyip içiyordur veya gidip bir Pavyona, Bara her neyse orada o paraları çatır çatır harcıyordur. Demem o ki; Pazarcı ne yapsın o keşmekeşte, hengamede kendisine verilen 100 lira, 200 lira sahtemi gerçek mi nereden anlasın. Bankada anladığında da artık iş işten geçmiştir. Kalpazanlık hep vardı, hiç te sonlanacağa benzemiyor aramızda pişkin pişkin dolaşıyorlar. Camiye bile gidiyorlar.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —