Bayramlarımız bizleri Müslüman bir ailede dünyaya getiren, dinimizi örf ve adetlerimizi öğreten, yaşamamıza sebep olan anne ve babalarımız, hocalarımız sayesinde yaratanımıza “Allah’ımıza c.c şükrettiğimiz günlerdir.
Bayramlarımız, Allah’ın rahmetinin kullarına bol olduğu günler.
Okulunu bitiren gençlerin diplomalarını aldığı günün sevinci gibi gurur günlerimiz.
Dargınların barıştığı, ekmeğimizi aşımızı ziyadesi ile paylaştığımız günler.
Meleklerin bile Müslümanlara gıbta ile baktığı günler.
H.z Aişe validemiz anlatıyor: Habeşistan dan gelip Müslümanlığı kabul eden bir grup, bayram sabahı mızrak ve kalkanları ile gösteriler yaparak çok güzel oynuyorlardı. Peygamberimiz s a v beni çağırdı. Başımı onun omuzuna koyarak onların oyunlarını yoruluncaya kadar zevkle seyrettim.
Eylenmek deyince sapkınlık derecesine varılacak kadar anlaşılmasın. Çilingir sofraları, kadın erkek birlikte dans etmeler, ellerde silahlar havaya ateş etmeler Müslümanların aklından bile geçmez.
Dini bayramlar inananların bayramıdır. Mazereti olmadan oruç tutmayanların, milletin gözüne sokarcasına açıktan yiyip içenlerin, oruçlu olanlarla dalga geçenlerin bayram yapma hakkı olabilirmi?
Bayramlarımız şükür günleridir.
Şükretmek nimeti artırır. Bizleri gafletten uyandırır. Ta ki sevinçleri şükre çevirip o nimetler ziyadeleşsin.
Nimet yalnız zenginlikle, para ve makam ile, lüks yaşamakla olmaz.
Sıhhat, mutlu bir aile yuvası, ahlaklı bir toplum içinde yaşamak gibi konular biz Müslümanlara berekettir.
Bayramların süsü tekbirlerdir. Getirilen her tekbir ruh ve gönüllerimizin heyecanını ve coşkuyu artırır. Rabbimizin azameti karşısında yüce duygulara taşır.
Birlikten sinerji doğar. Koruma kalkanımız güçlenir.
Dünyada bütün Müslümanların hep beraber tekbir getirdiğini hayal ettiğimizde gönüllerimiz coşar.
Bazı İslam ülkelerinde namazgahlar bayram sabahı şehir halkını o meydanda buluşturur. Bütün şehir halkı genci, yaşlısı, hanımlar, çocuklar hepsi bir arada tekbirlerle bayram namazını kılar. Herkes bayramlaşır, kucaklaşır, her türlü ikramlar yapılır. Eskiden ülkemizde de namazgahlar vardı. Anadolu nun bazı bölgelerinde bu adet devam ediyor. Fakat büyük şehirlerimizde maalesef yok. Cuma ve bayram namazlarını kılan namazdan sonra dağılıveriyor. Ancak tanışanlar Camii’nin bahçesinde ayak üstü tokalaşırlar.
Bayramlar birlikte kutlanır. Bayramlar tatil yapma günleri değildir. Tatil beldelerimiz bayram günleri yüzde yüz doluluk oranına ulaşıyor. Birlik ve beraberliğimizi bayramlarda bile sağlayamazsak ne zaman sağlayacağız. Batılı devletler gibi mesajla hal hatır sormaya başladık.
Toplumların en kötü zamanları bencilleşme, ferdi olarak yaşama, benlik duyguları zayıfladığı anlardır.
Müslümanlarda yüz yıldan beri ümmet kavramı zayıfladı. Birlik- beraberlik duyguları azaldı. Böylece düşmanlarının saldırılarına maruz kalıyorlar.
Müslümanların ümmet şuuru eski halinde olsa idi, İsrail’i tükrükleri ile boğarlardı.
Yüce kitabımız Kur’an-ı kerim mahşerde kendine uyanlara şahitlik edecektir. Uymayanlara da davacı olacaktır. Özde değil sözde Müslümanlık bize fayda vermeyecektir.
Mutlu olmanın, hür olmanın, birlik ve beraberlik içinde olmanın, ümmet olmanın yolu Kur’an ın emirlerine uymakla olacaktır.
Bayramlarımız bize bunu hatırlatmalıdır.
Hayırlı bayramlar diliyorum.