Dostluğun vazgeçilmez unsuru olan sohbet, sevgi ve erdem merkezli bir iletişim biçimidir. Dost bir yürekten çıkan sözler karşı yürekte güzel yankılar uyandırır. En güzel anlarımız dost meclislerinde sohbetle demlenir. Sohbet edebilmenin üç ana unsuru var.
Sohbet mekânı, sohbet erbabı, sevgi… Mekân, sohbet etmenin fiziksel şartlarına uygun sessiz, rahat oturulabilen, gözü rahatsız etmeyen bir sadelik ve güzellikte olmalıdır. Sohbet edenlerin, hoşgörülü, sevgi dolu, duygudaşlık kurabilen, yeni fikirlere açık ve kendini sürekli yenileyen, erdemli kişilerden olması sohbetin derinliğini sağlar.
Sohbette dostların konuşması kadar dinlemesi de önemlidir. Esasında konuşma ve dinleme yapışık kardeşler gibidir. Birbirinden ayrılmaz. İyi bir konuşmacı aynı zamanda iyi bir dinleyicidir. Sadece konuşan ve ama dinlemeyen kişinin konuşması da dinlenmez. Dinleme konuşma biçimine göre değişiklik arz eder. Konferans dinleme, ders dinleme, nutuk dinleme, sohbette dinleme gibi. Bizim yazı konumuz sadece sohbetlerde dinlemeye ilişkindir.
Dinleme, sadece işitme değildir. Dinleme, kulaklara aklın ve gönlün iştirak etmesidir. Dinlemek, iletilerin alınmasında etkin bir süreçtir. Dinlemek; algılamak, duyumsamak, özümlemek süreçlerini de içerir. Dinlemek, sevginin artmasında, dostluğun geliştirilmesinde, yeni fikir üretilmesinde önemli rol oynar.
Dinlemek, hem bilgili olmayı hem de gayret ve güç sarf etmeyi gerektirir. Dinlemek bu bakımdan zordur, yorucudur. Dinlemek büyük insanların özelliklerindendir. Bundan olsa gerek, Goethe “Konuşmak bir gereksinim, dinlemek ise bir sanattır.” demiş. Sokrat’tan ders almak isteyen bir öğrenciden, ders ücreti olarak hatırı sayılır bir meblağ talep etmiş. Öğrenci “Ben bu kadar paraya 2-3 tane hoca tutabilirim.” deyince, Sokrat bu kez “İyi ama evladım ben bu paraya bir konuşmasını bir de dinlemesini öğreteceğim.” demiş.
Dinlemenin olmadığı yerde anlaşma olmaz. Dinlemenin olmadığı yerde konuşmanın anlamı kalmaz. Dinlemek; gelişmenin, medeni olmanın, saygının, nezaketin temel taşıdır. Dinlemenin olmadığı yerde konuşmalar bir kör dövüşüne döner. Kişileri dinlemedikçe anlayamayız, anlamadıkça sevemeyiz. Dinlemeksizin konuşma anlaşmanın değil kavganın malzemesi haline gelir.
Dinlemeyi bilmek bir lider özelliğidir. Dinlemeyi bilmek bir bilgeliktir. Dinlemeyi bilmek takım ruhunun esas unsurudur. Dinlemeyi bilmek insan oluşumuzun temel özelliklerindendir. Eğer dinlemeyi öğrenmemişsek konuşmayı da bilmiyoruz demektir. Konuşma yoksa iletişim yoksa anlaşma, kaynaşma ve dayanışma yok demektir. Güven yok demektir.