2024 YKS ( Yüksekögretim Kurumları Sınavı) sonuçları açıklandı. Son günlerde pek çok evde doğru üniversite, doğru bölüm tercihi yapmanın heyecanı, telaşı var.
Her ne kadar henüz sınava girmeden öğrencilerce belki de ailelerce hedeflenen okulların; bölümlerin adı konulmuş olsa da sınav sonuçları, etraftakilerden siz isteseniz de istemeseniz de gelen öneriler tekrar düşünme, tekrar araştırma, inceleme, gözden geçirme süreçlerini harekete geçirmeye neden olabilecektir. İnsan hayatının çok büyük bir kısmını geçireceği, geçimini sağlayacağı bunları yaparken mutlu olacağı mesleği seçeceği bu dönem hayatındaki en önemli dönemlerden biridir.
Geçenlerde gözüme çarpan " sizce en çok para kazandıran meslek hangisi? " reklam panosu üzerine bir kez daha durup düşündüm. Meslek seçiminde en önemli faktör " çok para kazandırması mı? Popülerliği, iş bulma kolaylığı mı? Bizi mutlu etmesi mi? Bana göre her biri çok önemli. Ancak sorulması gereken ilk soru; hayatta ne yapmak istediğimiz , nasıl mutlu olduğumuz...
Maalesef çoğu öğrenci kulaktan dolma bilgilerle hareket ediyor. Son yıllarda seçiminden memnun kalmayıp tekrar sınava giren, hatta okulu bırakan, mezun olsa da mezun olduğu bölümün işini yapmama kararını daha öğrenciyken verenlerin sayısının artışında bunun önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum.
Sadece çok para kazandırıyor diye seçilen bir meslek mutsuzluğu, huzursuzluğu da peşinden getirebilir. Para önemli değil demiyorum ama zaten severek yaptığınız bir işiniz olduğunda daha iyisini yapmak için daha çok çabalar, kendinizi sürekli gelişim; öğrenme ortamı içinde bulursunuz. Üstelik deli gibi çalışsanız da yorulmazsınız; içinizdeki memnuniyet; huzur dünyalara bedel olur. Aynı zamanda İşini çok severek yapanların bu çabalarının, azim ve heyecanlarının ekonomik açıdan da hiç de fena olmayan kapılar açtığını sizler de görüyorsunuzdur. Doktordan öğretmene hemen hemen her meslek grubunda işini severek yapanlarla yapmayanlar arasındaki farkı hepimiz deneyimliyoruz... Bu farkın olumsuz tarafını çocuklarımız da; herhangi bir sektörde hizmet alan kişiler olarak bizler de; iş arkadaşı olarak yada yöneticisi olarak sizler de hissetmeyi; yaşamayı hak etmiyorsunuz, hek etmiyoruz.
Diğer önemli bir konu ise “Şu anda , gelecekte şu meslekler popüler olacak" altında sıralanan meslekler. Dünya çok hızlı bir değişim içinde. Çoğu mesleğin yapılış şekli değiştiği gibi; bazı meslekler yok olurken yerine yepyeni meslekler doğuyor. Çok değil belki 10-15 yıl sonra şu an çok popüler gözüken meslekler kaybolmuş olacak; bilmediğimiz ,meslek haline geleceğini hiç düşünmediğimiz meslekler çıkacak. Peki bu konuda ne yapacağız? Bence meslek seçimi kadar hatta daha fazla yetkinlik gelişimimize, çocuklarımızın gelişimine önem vereceğiz. 21.yüzyıl yetkinlikleri dediğimiz eleştirel; yaratıcı düşünmeden dijital, finansal okuryazarlığa; işbirlikçilikten çevresel farkındalığa; yaratıcılığa, girişimciliğe daha pek çok konuya daha detaylı başka bir yazımda birlikte bakarız.
Bence doğru meslek seçimi için öncelikle kişinin kendini tanıması çok önemli. İnsan yapamadığı, sevmediği bir işte mutlu ve başarılı olamaz. Hangi yeteneklere hangi hobilere sahip olduğunu, özellikleri, ilgi alanlarını, mesleki değer ve yetkinlik beklentisini bilmesi olmazsa olmaz. Sonrasında meslekler hakkında detaylı bilgi edinmeli. Şimdilerde bir tıkla her türlü bilgiyi elde edebiliyor, okulları gezebiliyorsunuz. İlginizi ceken meslekleri yapan kişilerle yüz yüze görüşmenin hatta onların çalışma ortamlarında bulunmanın da etkili ve önemli olduğunu düşünüyorum. Kızım ortaokul yıllarında seyrettiği bir yabancı diziden esinlenerek avukat olmaya karar vermişti. Bunu benimle paylaştığında ' Neden olmasın. İstersen seni tanıdığım bir avukatla tanıştırayım . Aklına takılan şeyleri ondan öğrenirsin ' demiştim. Buluşma sonrasında sohbet ederken ' avukatlık mesleğinin güzel bir meslek olduğunu ancak bizde işlerin onun seyrettiği dizideki gibi yürümediğini öğrendiğini, o yüzden vazgeçtiğini ' söylemişti.
Tercihlerin yapılacağı şu günlerde ebeveynler çocuklarına destek olmaĺı ve yön göstermelidir. Ancak bunu yaparken anne , baba kendi hayallerindeki meslekle , okul yada bölümle değil çocuğun istediği; ilgi alanına, kişiliğine, yeteneklerine uygun olanlarla ona ışık tutmalıdır. Yıllarca, günlerce ebeveynlerin kendi gerçekleştiremediği hayallerini çocuğun bilinç altına kazırmışçasına , inceden inceye anlatıp sonrasında çocuğa " son karar senin" demesi ne kadar doğru tartışılır...
Yazımı Prof.Dr. Acar Baltaş 'ın 'Hayat En Çok İyileri Kırar' kitabından bir bölümle sonlandırırken sağlık, huzur, neşe dolu doğru, hayırlı kararları vereceğimiz günler diliyorum. ' Kişinin yatkın olduğu alanı anlamak için üç ölçüt vardır. Birincisi, teşvik edilmese de ortaya çıkar; ikincisi başkaları da görür ve takdir eder; üçüncüsü o işi yaparken zaman akıp gider, insan yorulmaz."