Son ikiyüz yıldır teknolojinin gelişmesi ile insanlar modernleşti. İnsanlık tarihinde hiç görülmemiş kadar tüketim çılgınlığı, kariyer yarışı, sosyal medyaya bağımlılık olmamış. Sanki bu dünyada sonsuz kalacağız gibi yaşıyoruz.
İnsanların çoğunluğu kendilerini dünyaya öyle kaptırıyor ki sonunun ne olacağını düşünemiyor. Bazılarımız düşünmek bile istemiyor. Düşünse bile daha gencim emekli olunca bakarız dediği şey; “ÖLÜM” ne soğuk kelime.
İşte, insanın en büyük yanılgısı geleceğini “AHIRETİ” hatırına getirmemek. Mezarlıkların yanından geçerken o tarafa bakmamak. Cenazelere katılsak ta o tabuta bir gün bizde gireceğimizi düşünmek istememek. Dünyada zevk içinde yaşamak varken ölüm ne korkunç şey.
Kur’an-ı Kerim Ankebut suresinde “Dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlenceden ibarettir. Ahıret yurdu ise asıl hayat odur. Keşke bilseler.” Buyurur Allah’ımız. c.c.
Geleceğimizi hatırlamamak ne kadar korkunç. Peki bunun çaresi yokmu? Akıllı olan insan bunun çaresini arar, öğrenir ve ona göre hayatına yön verir.
Akıllı insan ahlaklı olur.
Ahlak nedir?
Kimse görmüyorsa ne olacak, biraz rüşvet alsam, kul hakkı yesem, çocuklarıma, eşime milletime ihanet etsem, yalan söylesem diye akılından geçiren ve uygulayan ahlaksız insandır. Ama rahat yaşamak için biraz haram yesem diye düşünmek; Bir şairimiz
Yeyin efendiler yeyin.
Çatlayasıya patlayasıya kadar yeyin.
Yemesi kolayda, öbür taraf “AHIRET” ne olacak?
Daha fazla servet biriktireyim derken bütün sermayemiz gassalın bizi yıkayınca saracağı beş metre kefen bezi.
Peygamberimiz sav: “Müslüman hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünyaya, yarın ölecekmiş gibi ahırete hazırlanmalı.” Buyurur.
Geçimimizi sağlamak, ülkemize faydalı olmak için çalışmak bir ibadettir. Fakat ölümü hatırımıza getirmeyip dünyaya taparcasına servet biriktirmek; bu malı veren sahibini unutmak nasıl olacak?
Hz Ali ne güzel söylemiş: “İnsanlar aç gözlü olunca bu dünyada uyuyor. Ölünce uyanıyorlar.” O zaman da uyanışımız çok geç oluyor.
Ölümü- ahıreti unutunca yalnız bizler değil insanlık felaketi yaşıyor. Çıkarılan savaşlar, kirletilen hava, deniz, toprak, milletlerin ahlakının bozulması, insanların birbirine yaptığı eziyetler. Yarın ölümden sonra hesabının nasıl verileceğini düşünen yok.
Peki çözüm nedir?
Peygamberimiz sav. “Ölümü çokça hatırlayın.” Buyurdu. “ÖLÜMÜ HATIRLAYAN İNSAN HIRSLARINA SAHİP OLUR.” Hala vakit var demez. Harama el uzatmaz, rüşvet almaz, vermez. İşveren işçisinin hakkını yemez. İşçi ise işini düzgün yapar, işini uzatıp kendine fazla mesai yazdırmaz. Öğretmen bildiklerini talebelerine öğretmeye çalışır. Müslümanım diyen sabah namazına kalkıp namazını kılar, güne besmele ile başlar.
Yalanın küçük ve büyük olanı olmaz. Dilinin ucundan çıkan her kelimenin İlahi bilgisayara kayıt olduğunu unutma. Günümüzde yalan söylemeyen, dürüst, ahlaklı insanlara ‘toplumda böyle insanlar kaldımı deniyor.’ Müslüman her işinde sabırlı olmaya gayret eder. Birisine kızıp zarar verdiğinde “şu anda ölürsem bu adamın hakkını nasıl öderim.” Diye düşünür. Allah’ın kurduğu ekrandan melekler benim hatalarımı kayıt ediyor, kıyamet günü o ekrandaki yaptıklarım bana gösterilince halimiz nice olur.
Geleceğini düşünen bir insan (Müslüman) İslam’a uygun yaşayarak hem bu dünyada hem ahırette saadete kavuşur. Vesselam:

