Siyasetin centilmen mecrada yürümesi her zaman savunduğumdur. Tatlı dil, güler yüz, sonsuz bir hoşgörü iklimi bir gökkuşağı misali her rengin içinde olduğu ama hiç birinin öteleştirilmediği güzel bir seçim atmosferi. AK Parti’nin Adayı Av. Yıldırım Sezer kardeşime bakıyorum. Pırıl pırıl bir insan. Saygılı, hoşgörülü bir arkadaşımız. Güzel bir insan. Bu sonradan olma değil anadan doğma bir durumdur. CHP’nin Adayı İsmet İşeri. Sıcak samimi o da pırıl pırıl bir arkadaşım. Sevgide saygıda hiç kusur ettiğini görmedim. Samimi, güzel, hoşgörülü. Bunlar sonradan olma değil anadan doğma. İkisinin birbirleriyle olan muhabbet ve diyalogları da güzel. Hiçbir kötü sözlerini duymadım. Bu da beni son derece memnun ediyor. Demek ki arkadaşlar centilmence bir yarışın en hayırlı olacağına inanmışlar. İki güzel başkan adayının etrafında olan tüm arkadaşları, dostları, kurmay heyetleri de aynı tavır ve davranış içerisinde olmalılar. Sokaktaki vatandaşın, fabrikadaki işçinin, kahvedeki emeklinin, evdeki kadının velhasıl yediden yetmişe herkesin arzuladığı da budur. 43 yıldır gazete çıkartan bir arkadaşınız olarak hiçbir siyasi hareketi gazetemiz üzerinden kavga ettirmedim, buna da izin vermedim. Sağ olsunlar bize o gözle bakıp, o gözle değerlendirdiler. Ne iktidardan yana yandaş ne de muhalefet adına muhalif gazete olduk. Bunlar bizim işimiz değil. Artık belediye meclis üye adayları da belirlenmiş durumda. Dün akşam itibariyle belediye meclis üye listeleri de kesinleşti. Şimdi vatandaşın huzuruna meclis adaylarıyla da çıkacaklar. Sokakları gezecekler, kapıları çalacaklar, oy isteyecekler. En tabi hakları. İki güzel başkan adayının sergilediği sevgi ve saygı dolu atmosferi işte bu arkadaşlarımız da aynen devam ettirmeli. Çünkü sonuçta bir değerli başkan adayı seçilecek ve biz hepimiz hayırlı olsun diyeceğiz. Demokrasilerde adet böyledir.