8-9 Haziran 2024 tarihlerinde uygulanan Yükseköğretim Kurumları sınavı sonuçları nihayet geçen hafta açıklandı. Açıklandı açıklanmasına ama ortaöğretimde olduğu gibi yükseköğretimde de süprizler öğrencileri, öğrenci adaylarını bekliyordu.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, devlet üniversitelerindeki ikinci öğretim programlarının kaldırıldığını duyurdu. Vakıf üniversitelerine de bu yıldan sonraki akademik yılda ikinci öğretim programlarına son vermelerinin daha doğru olacağı yönünde telkinde bulunuldu.
Halbuki geçen yıl ikinci öğretim programlarında bin 308 farklı programa 80 binden fazla öğrenci yerleşmiş idi. İkinci öğretim, eğitim içeriği aynı olsa da daha düşük bir puan ile çeşitli eğitim programlarında akşam saatlerinde alınan dersler için kullanılan bir eğitim – öğretim programı. Ders saatleri dışında ikinci öğretimdeki öğrenciler örgün eğitimden farklı olarak, daha yüksek bir harç ücreti ödüyorlardı. Şimdi o da kalktı…
Ancak bence burada asıl önemli olan öğrencilerin, üniversite öğrencisi adaylarının neden ikinci öğretimi tercih ettiği. Puanının örgün eğitime göre daha düşük olması bir neden olsa da asıl neden pek tabii ki üniversitelilerin ‘iş’ durumu yani öğrencilerin gün içerisinde çalışmak zorunda kalıyor olması. Biz şimdi buna bir çözüm bulmazken okuyorsan çalışma, çalışıyorsan okuma diyoruz bir nevi… Yaşanan ekonomik krizler dolayısı ile bir çok öğrenci bulunduğu ilden dışarı çıkamazken, bırakın yemeği, yol parası bulamayacak durumda iken hem çalışıp hem okumak fikri oldukça mantıklı görünüyor idi. Ama böylece bunun da önüne geçilmiş oldu. Herkes kendi ilinde ya da kirasını, yolunu karşılayabileceği bir ilde yüksek öğrenimini tamamlamak durumunda ama ‘işsiz…’
Tabii ki gönül ister ki gençler rahat rahat üniversite okusun, yüksek öğrenimlerini günün uygun saatlerinde, zamanı ve sosyal yaşamı daha dengeli ve de keyifli kullanarak geçirsinler. Ama günümüzde bu zaten mümkün değil. Hal böyle iken de ikinci öğretimleri kapatıp üniversite okumak isteyen ama bir o kadar da çalışmak zorunda olan gençlerin önü kapatılacağına gençlerin okumalarına imkan sağlamak, onların önünü açmak sanki çok daha mantıklı bir karar olurdu…
Siz ne diyorsunuz sevgili gençler?
Belma Özgen Akbay