Geçenlerde bir üniversitenin, Karabük Üniversitesi, diş hekimliği fakültesinin mezuniyet töreninde idim. Gencecik pırıl pırıl 67 genç, henüz ikinci mezuniyetini veren üniversitenin konferans salonunda, kep ve cüppeleri ile adeta ışık saçıyorlardı. Bu sadece Karabük Üniversitesi ya da Diş Hekimliği Fakültesi için geçerli değil tabii, ne zaman ki böyle gurur içerisinde ve kendine güvenen gençler görsem aynı düşünce içerisinde olurum, gençlerin ışıkları bana da umut olur.
İsim isim her bir mezun gencin ismi okundu, 2’şerli 3’erli olacak şekilde sahnenin önüne gelen gençlere diplomaları fakülte dekanı dahil olmak üzere öğretim üyeleri tarafından verildi. En heyecan verici ve süperiz olan kısım ise fakülte birincisinin isminin okunduğu anlar idi.
Gencecik bir ‘kız’ çocuğu idi diş hekimliği fakültesinin bu yılki mezunlarından 1.’liğe layık görüleni, daha doğrusu en yüksek puanı alan. 2 yıl pandemi süreci geçirmiş ve bu dönemde de zaman zaman Gölcük’te on-line zaman zaman Karabük’te kaldığı yerde on-line derslere girmiş, sınavlara hazırlanmıştı diğer tüm arkadaşları gibi. Ama asıl hissettiğim bu değil idi. Ben azme hayran kalmıştım. İnsan ne istediğini bilirse onu mutlaka yapardı. İşte bu kız böyle bir gencimiz.
Üniversite sınavlarına gireceği ilk yıl yani bundan 6 sene kadar önce henüz lise son sınıf öğrencisi iken, Ekim ayında, henüz çok genç yaştaki annesini kaybetti. Acısı bir evlat olarak kuşkusuz çok büyük idi. Ama o hep dik hep sağlam durmaya çalıştı, öyle de yaptı. Bu üzücü olayın öncesinde de sonrasında da istediği tek şey vardı ‘diş hekimi’ olmak. O çalışmaya devam etti. İlk yıl ODTÜ Üniversitesi gibi bilinen üniversiteleri puanı tuttuğu halde tercih etmedi, ‘Ben diş hekimi olacağım’ dedi ve bir sonraki yıl dediğini yapmış idi. Bir annenin evladına verebileceği en büyük şeyi annesinden almış, ne istediğini bilen, kendi ayakları üzerinde durabilen bir kız çocuğu olmuş idi. İstediğini elde etmek için ne olursa olsun çalışmanın gerektiğini bilerek azmetmiş ve sonunda ‘diş hekimiği’ fakültesini kazanmış idi. Bu kez hiç tanımadığı ve hiçbir tanıdığının da olmadığı bir ile, Karabük’e yolculuk başladı. 2 koca yıl yaşanan ve aslında bir çoğumuzun hayatında kayıp olan pandemi dönemini de kazanca çevirdi; yılmadı, yapması gerekeni biliyordu, çalıştı…
12 Haziran 2024. Tüm gençlere mezuniyet belgeleri verildikten sonra 3.’den başlayarak 2. Ve 1.öğrencinin isimleri anons edildi. Plaketleri verildi. Fakülte kütüğüne 1.olan öğrenci ismini çaktı… Büyük gurur… Yaptığı 1.’lik konuşması ve konuşmasına minnet duyduğu Atatürk’e ve hizmetlerine teşekkür ederek başlaması gerçekten bir kez daha umudumu fazlası ile yeşertti.
Bu kez gururun adı ‘Aysu Özer’ olmuştu.
Üstelikte Gölcük’ten, bizim ilçemizden çıkmış bir kız çocuğu. Gölcük Haber Gazetesi olarak da burada başka bir gurur daha yaşıyoruz ki annesi rahmetli İlknur Özer de bir zamanlar babası Murat Özer de gazetemiz çalışanları olmuş idi.
Bu başarıda annenin payı asla tartışılmaz, O olmasaydı olmazdı ama babasının da emek ve katkısı, desteği çok kıymetli idi. İki kız çocuğu baba, kızlarının kendi ayakları üzerinde durmaya devam etmeleri için baştan sonra onlara hep destek oldu, oluyor.
Bu gurur hepimizin, ilçemize ve gençlerimize, özellikle de kızlarımıza daha çok sahip çıkalım. Gurur kaynaklarımızı hep beraber daha da çoğaltalım. Geleceğimiz onlara emanet. Nice gururlara…