Artık ufukta Gemi görününce, bunun adı da seçim olunca yolcular o gemiye binmenin hevesiyle yüreklerindeki ateşi alevlendiriyorlar. Bu gemi gidiyor. Sessiz gemi gibi değil, geri dönüşü var. Geri dönüşü Milletvekili olacaklar için. Oradan yol Parlamentoya uzanacak. Şimdi sorsanız ıy, mıy ederler ama biz biliyoruz ki onlar Milletvekili olmak için her şeyi yapıyorlar. Yanlarında olan Milletvekilleri var olmayanlar var. Bu konuda son sözü Teşkilatların söyleyeceğini de çok iyi biliyorlar. Şimdi kıspet giymiş, Güreşe başlamadan önce peşrev çeken Pehlivanlar gibiler. Kırkpınar’da işin özü yağlanmaktır. Kuvvet, çeviklik her ne kadar önemli bir dinamik olsa galibiyet için olmazsa olmaz olsa da yağlanmak ta önemlidir. Yağlanmada vıcık vıcık olacaklara da bakılır. O günleri de görürsünüz. Şu anda ‘küçük dağları ben yarattım’ edasıyla salım salım edasıyla milletvekilliği dönemi ve aday belirlemeler süreci başladığında boylarının ölçüsünü göreceğiz. Çalmadık kapı bırakmayacaklar ama bizlere kapattıkları kapıları açma şansı yok. O halde şöyle diyelim; Başarılı insanların daima bir programı, başarısız olanların da sürekli bir mazereti vardı. Eee kimileri de zamanı gelince kılık değiştirmeye çalışanlara; ‘Sür Eşeğini Niğde’ye’ derler.
