Eğitim öğretim yılının birinci dönemini bitirdik. Umarım herkes on beş günlük tatili sağlıkla ve huzurla geçirmiştir.
Rutin bir yaşam içindeyken çocukların okula gitmiyor olmaları anne babaların sorumluluklarını artırdı.
Ayrıca çalışan anne babalar, büyükanneleri de içine alan programlar yapmak durumunda kaldılar; kimileri evlerine davet etti, kimileri de onların evine çocuklarını gönderdi.
Tatil sürecinde çalışan anne babalara da hak vermemek mümkün değil. Özellikle bulundukları şehirde akrabaları olmayanlar zorlanıyorlar.
Bunlardan bazıları il dışında olan büyükannelerini davet ettiler, bazıları da bakıcı ile süreci geçirdiler.
Etüt merkezlerine gönderenlerin yanı sıra, kardeşleri birbirine emanet ederek, evin en büyük kardeşine sorumluluk yüklemiş olanlar da vardı elbette.
Şimdiden nisan ara tatili için büyüklerinden destek almayı, o haftaya yönelik planlama yaptıklarını bile söyleyebiliriz.
Tatil bir dinlenme süreci olduğu kadar da öğrenilen bilgilerin pekişmesi içinde bir fırsattır.
Bu süreci bazı öğrenciler çok verimli geçirebiliyorlarken bazıları da kitabın sayfalarını hiç açmadan dinlenmeyi tercih ediyorlar.
Hiç açmamak kadar aşırı çalışmakta doğru olmayacaktır.
Zira hem bedenen, hem zihnen dinlenmek yeni bir şeyler katmak için çok önemli.
Ancak bunun süresini dengeli bir biçimde planlamak önemli olduğu kadar programa sadık kalmakta oldukça önemlidir.
Verilen araları uzatmamak, başlama ve bitirme saatlerine sadık kalmak bir süre sonra alışkanlık oluşturacaktır.
Öğrendiklerimizin kalıcı olması ve uzun süreli belleğe yerleşmesi için tekrarlar önemlidir. Tekrarları yapmak güçlü bir irade ister.
Öğrendikten sonra hiç unutmayacak gibi düşünmek ve bu nedenle tekrarlardan uzak kalmak kendimizi kandırmaktan öteye gitmez.
Öğrendim, düşüncesiyle ya da biliyorum düşüncesiyle konu tekrarları yapmamak bilgilerin unutulmasını sağlar.
Oysa öğrendikten sonra hatırda kalması için tekrar etmek şarttır.
Kırk dakika çalışıp on dakika ara verilerek tekrar eden çalışma disipliniyle çalışan bir öğrencinin ( Küçük gruplar için değişebilir.) ertesi gün konuyu tekrar etmesi, bu disiplini edinmiş bir öğrenci için pişirilen yaş pastasının üstünü kremalarla süslemesi demektir. Ancak o zaman pastanın tadını alabiliriz.
Okul başarısı sadece öğrenmekle kalmıyor, öğrendiğini kullanabilmek için kalıcı olmasını da sağlamak gerekiyor.
Bunun da tek sırrı tekrardır. Düzenli ve disiplinli aralarla tekrar ederek kalıcılığını sağlarız.
Tekrarlar bir süre sonra o konuyu tekrar etmenize bile gerek kalmadan sadece göz gezdirmenizle hatırlanacak ve bir kez daha belleğinizde yerini sağlamlaştıracaktır.
Gününüzü birlikte geçirdiğiniz, sık gördüğünüz kişilerin isimlerini unutuyor musunuz? Elbette hayır.
Oturduğu semti, mesleğini, işini ve onunla ilgili her şeyi hatırlıyoruz. Çünkü seslenirken isimler tekrar ediliyor.
Tekrar tekrar seslendiğimiz için ismi dahil, onunla ilgili bilgiler o kadar yerleşiyor ki birileri ismi hatırlamayıp tarif etse bile hemen ismini söyleyebiliyoruz.
Konu tekrarı buna az da olsa benziyor.
Konuların önemli başlık ve içeriklerini not alarak bu notları bir kaç gün tekrar gözden geçirilmesi pastanın kremasıdır.
Saatlerce çalışmak yerine verimi artıran etkili bir tekrar programı hazırlamak ve hazırlanan bu programı ödevler bittikten sonra her gün uygulamak çok sevdiğiniz kişilere ve etkinliklere zaman ayırmanızı sağlayacaktır. Tek bir şartla.
Zamanı iyi yöneterek, planın başlama ve bitirme saatine uyum sağlayarak.
Bunu başaramadığınızda hiçbir planın faydası olmayacaktır. Bundan emin olabilirsiniz.
İkinci dönem için önceki planınızı, programınızı gözden geçirip, uygulamada zorlandığınız, eksik kalan ya da düzeltmeniz gereken noktaları belirleyip yeni bir plan oluşturmanız sizi hedeflerinize götürecektir.
Tabii bir çalışma planınız varsa.
Yoksa bile ilk planınıza başlayabilirsiniz. Henüz dönemin başındayız ve hiçbir şey için geç kalmış sayılmayız.
Lafontaıne’nin dediği gibi “ Hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez.”
Bu nedenle kendimizi hedeflerimizden uzaklaştıracak şu davranışlardan koruyalım:
- Çalışırken uygun dinlenme aralıkları vermemekten,
- Hatalarınızdan ders almamaktan,
- Aile sorunlarınızı çalışma saatlerimize taşımaktan,
- Derslerin zor olduğunun düşünmekten,
- Yatarak ve sözlü müzik eşliğinde çalışmaktan,
- “Yapamam” diye düşünmekten,
- Telefon görüşmelerini uzatmaktan,
- Başladığınızı bitirmemekten,
- Sosyal etkinliğinizle, çalışma saatinizi karıştırmaktan,
- Derse başlamadan önce çalışma sürenizi, çalışacağınız konu ve sayfaları belirlememekten,
- Yeri geldiğinde “hayır” diyememekten,
Bu başlıklardan korunabilmek dileğiyle sevgiyle kalın.
(aysuazak@hotmail.com)
