Nurettin Şenemre

Tarih: 24.09.2018 12:06

HİLAL BALIK VE DAĞ İNCİRİ

Facebook Twitter Linked-in

Gölcük adına ve şanına yakışır muhteşem bir balık lokantasıyla buluştu. Dün gerçekten güzel bir gündü. Hafta güzel başlayınca güzel de gider demişler. İnşallah öyle olur. Kavaklı Sahili dün gerçek bir taç taktı. Gölcük’ün ufku Hilal Balık ile daha da genişledi, yarınlara umut saçtı. Zekai Gönenç, Sezai Gönenç ve Ali Dönmez muhteşem bir mekana imza atmanın haklı gururunu yaşıyorlar. Helal olsun onlara. Almanya’da İş Adamı olan Ali Dönmez selam ve sevgilerini gönderip işleri nedeniyle açılışa katılamasa da sevinci oradaydı. Gölcük Kaymakamı Mustafa Altıntaş, Belediye Başkan Vekili Levent Değirmenci, siyasi partilerin ilçe başkanları, Oda Başkanımız Necmi Kocaman ve çok sayıda davetli muhteşem açılışta birlikte olmanın sevinci paylaşmanın haklı gururunu yaşadılar. Müesseseye ismini veren dünyalar güzeli kızımız Hilal Gönenç’in heyecanı apayrıydı. O isim o güzel mekana çok ta yakıştı. Balık ve deniz ürünleri o kadar güzel ve muhteşem bir konseptle sunulmuştu ki, tüm davetlilerin de tatlar damaklarında kaldı. Aslında Gölcük bir Donanma ve Denizci kenti olarak her şeyin en güzelini hak ediyor. Hilal Balık ta bunlardan bir tanesi. Ne güzel ve ne mutlu ki, bu müthiş girişimi başaranlara. Hayırlı uğurlu ve bereketli olsun.

 

DAĞ İNCİRİ

Gözlerim kamaştı mı desem, yuvalarından fırladı mı desem, şaşkınlığımı gizleyemedim. Dün etiketlere şöyle bir baktım. Dağ inciri 50 lira olmuş. Kırk liralık fiyatı olanı da var. Bu nedir böyle ya hu? Dağlarda dövizler mi dolaşıyor. Dedim ki; herhalde etiketleri değiştirmekten elleriniz yoruldu. Sadece gülümseyebildi arkadaşlar. Ama ben gülmedim. Nedir şu dağ incirinin hikayesi bir türlü anlayamadım. İncir durup dururken döviz döviz diye sayıklamaya mı başladı. Her şeyin bir haddi hududu var deriz ama sınırlar çoktan aşılmış durumda. Ne enteresan değil mi? Biz kağıt zamlarını toplum olarak tuvalet kağıdına yapılan zamdan sonra öğrenip, vay be falan dedik. Bu nasıl bir uçmaktır diyorum, kuşlar da başta leylekler olmak üzere çoktan uçup sıcak diyarlara gittiler bile. Biz ısınmaya devam ediyoruz. Isınan havalar değil, uçan fiyatlar nedeniyle cebimiz. Yapmayın yahu! Şu yerli ve milli malların neresine döviz yapıştı da eski fiyatların üzerine yeni etiketler yapıştırıyorsunuz.

 

KÜÇÜK SUCUDAN HAYAT DERSİ

Eminönü’nde otobüse binmiş sıcaktan bunalmış halde otobüsün kalkmasını bekliyorum. Otobüs kaçacak diye su almayı unutmuşum ve dilim damağıma yapışmış.

Bir delikanlı girdi 10 – 12 yaşlarda otobüsün kapısından üstü başı pejmürde pasaklı elinde kendisinin yarı boylarında 24’lü su kolisi…

Su isteyen var mı diye sordu?

Ver Bir tane delikanlı dedim. O getirirken cüzdanı kurcaladım bozuk param kalmamış. Beş lira verdim alnından akan hakikaten toplumun yüzde doksanının unuttuğu alın terini sildi ufak Ada’m. Ve elini cebine attı onunda iki lira bozuk parası varmış. Tamam dedim delikanlı kalsın beş lira.

Yok Dedi gidip bozdurup geliyorum hemen. Dedim o Zaman ver o iki lirayı gerisi kalsın.

O da olmaz Dedi su 1 lira.

Tamam dedim borcun olsun bana. Ben borçlanmam dedi. İlla biri borçlanacaksa al suyu sen borçlan.

Tamam dedim kızma hadi al parayı o Zaman bozdur gel.

Yok Dedi ya otobüs gitmiş olursa tut sen bu parayı ben kendi paramdan bozdurup geliyorum. Dedim ya giderse otobüs ben ne yapacağım o Zaman.

Senin paran bende kalsa ben senin gibi birine veremem. Ama sokakta benim gibi su satan çocuk çok! Sen bana veremezsen onlardan birine verirsin hepimizin kaderi aynı bizim sonuçta.

Gözlerim dolu dolu baktım beş lira elimde..

Ve gitti bozdurdu geldi dört liramı verdi bana başını okşadım. Kaç su satıyorsun Bir günde dedim 200 kadar Normalde Dedi ama bu gün daha senle siftah yaptım. o niye dedim.

Suyum bitmişti almaya gidecektim baktım cuma vakti gelmiş cumayı kıldım su aldım geldim ancak.

Peki dedim bu gün kazandığın yetecek mi sana?

Ve bizim bolluk içinde unuttuğumuz hatırlamadığımız bir cümleyi kurdu

“AZIN BEREKETİ OLURMUŞ” babam öyle derdi…

Baban nerede dedim?

“ŞEHİT oldu. ŞEHİT OĞLUYUM ben” dedi..

Ben ağlıyordum otobüs bize bakıyordu. Derken şoför geldi ve “eyvallah” dedi ufak Ada’m. Dedim bana Dua eder misin?.

“Tamam ama sende bana anneme ve kardeşime edeceksin. Hasta olmayalım ve her gün tok güvende uyuyalım diye…”

Peki dedim söz..

-Bu dört lirayı bir ömür saklayıp her israfımda bakıp vazgeçeceğim inşallah..

Ben bu gün hayat dersi aldım, hem de en hasından…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —