KADINLARIMIZ
Yurdumuzda ilk olarak 1921 yılının, Mart Ayının sekizinci günü Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır. Günün anlam ve önemi, her önemli gün gibi sosyal medyada yerini alır ve gün içinde her kanal övgüler yağdırır.
Oysa “o” kadının neler yaşadığı, nasıl yaşadığı, evindeki huzuru hiç bilinmez.
Kadın olarak hiçbirimiz birbirimizin evinde neler olduğunu, kadınlık gururunun nasıl zedelendiğini ya da beslendiğini bilemeyiz.
Bilemediğimiz gibi tahminlerden öteye bile geçemeyiz. Her kadın kendi içinde yaşar, kimi saklamakta ustadır, kimi de yüzüne yansıtmakta.
Zira hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını yıllar içinde şaşkınlıkla ve hayretler içinde öğreniyoruz.
Evlilik bir genç kızı “kadın” olarak hayatın içine alıveriyor.
“Genç” bir kadın olarak o hayatın döngüsü içine giriyor; sonrasında zamanın acımasız dişleri içinde bir de bakmışsınız “yaşlı” bir kadın oluveriyorsunuz.
Bu iki dönem arasında her kadın kendi hikâyesini yaşıyor ve en başlarda kendi hikâyesinin başrol oyuncusu olma gururu ile sahneye çıkıyor.
Canlı, dinamik, hayat dolu ve cıvıl cıvıl bütün gücüyle tüm zorlukları göğüsleyerek.
Zaman ilerlerken, çoluk çocuk derken, hep bir şeylere yetişme çabasıyla bir şeyleri başarmak, çoğaltmak ve huzuru bulmak için var gücüyle yoluna devam ediyor kadın.
Kimin için? Tabii ki evlat hatırına.
Bu yolculukta kimi kadın öncelikle eşinden ve yakınlarından destek alırken, kimi kadın da kösteklerle hayatına devam etmektedir.
Yine öncelikle eşi tarafından ezilerek dışlanarak belki de gördüğü şiddete katlanarak.
Her şeye rağmen her türlü çileyle, zorluklarla mücadele ederken, kendi yoksunluklarını aklına bile getirmez kadınlarımız.
Elinden alınan o güzelim gençlik yıllarının geri gelmeyeceğini bile bile kendini evlatlarına feda eder.
Hem de hiç karşılık beklemeden ve zerre kadar pişmanlık duygusu yaşamadan yürür gider ta ki sonu gelene kadar.
Her ne kadar çocukları kendi sorumluluklarını alsa da ayakları yere bassa da yine annedir, evinin kadınıdır kendine yapacak bir şeyler bulur. Onlar içindir saçlarındaki her tel beyazın varlığı tüm gayreti ve çabası.
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Kocaeli Şube Başkanı Didem Turan Dünya Kadınlar Günü’nde yaptığı açıklamada “ 8 Mart’ı ailede, toplumda, siyaset, sosyal ve ekonomik alanlarda eşitliğin sağlanması, kadının insan haklarının ihlal edilmesinin önlenmesi için; eğitim, kültür, ekonomik ve hukuk alanlarında gerekli çalışmaların yapılması taleplerini yükselttikleri, mücadele ve dayanışma günüdür.” şeklinde ifade etmiş.
Ne güzel söylemiş. Evlatlarının mutluluğu için hiçbir mücadeleden kaçınmayan kadınlarımızın, yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Çarşı pazar demeden, her koşulda onları düşünür, her ortamda çözüm üretir.
İşte onlardan bir örnek.
Türk Kadınlar Birliği Kocaeli Şubesi dernek başkanı Aysel Baladin, sohbetimiz sırasında dernek çalışmaları hakkında şu açıklamaları yaptı:
“Türk Kadınlar Birliği Kocaeli Şubesi olarak iki hafta önce kongremizi yaptık. Yedi kişilik yönetimimizle güvenoyu alarak, 3 sene daha başarılı işlere imza atmak üzere yolumuza devam ediyoruz.
İkinci başkanımız Emel Bayramoğlu, saymanımız Duygu Ayşe Yılmaz sekreterimiz Şerife Bıdık ve üyelerimiz Fürüzan Karapınar, Ferhunde Duysak, Nasiha Uzun ile birlikte her biri birbirinden değerli gönül vermiş dernek üyelerimizle beraber, “biz” anlayışı içinde projelerimizi severek yürütüyoruz.
Bunlardan biri “Anne Çocuk Emzirme Kabini” projesidir.
Bizler için çok büyük bir anlamı olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, saat 15.00’te İzmit Belediyesi ile Türk Kadınlar Birliği’nin imzalamış olduğu protokol doğrultusunda “Anne Çocuk Emzirme Kabini” mizin açılışını yaptık.
Bu proje genel merkezimizin onayıyla İstanbul şubesi tarafından yürütülmektedir.
Anne Çocuk Emzirme Kabini, konulduğu illerde Türk Kadınlar Birliği şubesi tarafından desteklenmektedir.
Bu projeyle amacımız kadınlarımızın sosyal hayatın içinde anne olma sorumluluklarını yerine getirmekte destek olmak kadar halk sağlığına da destek olmaktır.
Ayrıca emzirmenin önemini bilen kadınlar olarak sosyal yaşamdan kopmadan bebeklerimizin karnını doyurmaktır.
Birde çocuğunu emzirmek için kıyıda köşede yer aramadan annelerin bebeklerini hijyenik bir ortamda emzirmelerini sağlamaları hedef alınmış ve bu amaçla proje hayata geçirilmiştir.
Kabinimiz, annenin çocuğuyla alışverişe çıktığı zaman ihtiyaç duyulduğunda beslenmesini ve bakımını yapabilecek büyüklüktedir.
Bir tarafında kitap toplama noktası, diğer tarafında engelli şarj istasyonu bulunmaktadır.
Bir diğer tarafında ise ATMler için yer ayrılmıştır.
Anne Çocuk Emzirme Kabini’miz hemen hemen birçok ilde mevcuttur.
Belediyemiz talep ettiği sürece kurulmaya devam edecektir.
Yine zaman zaman Kocaeli Sivil Toplum kuruluşları ile bir arada tertiplediğimiz panel etkinliklerimiz de söz konusudur.
9 Mart cumartesi günü bunlardan biridir.
Dünya Kadınlar Günü’nün devamı olarak Kocaeli Sivil Toplum kuruluşları ile düzenlenen, konuşmacı olarak Prof. Dr Gönül Balkır’ın, moderatör olarak Av. Didem Turan’ın katılımlarıyla gerçekleşen “100. Yılda Kadın Hareketinin Bugünü ve Geleceği” konulu çok verimli geçen bir paneldeydik.
Bu ve buna benzer çalışmalarla kuruluş amacına uygun pek çok çalışmalarla ivme kazanmış olan Türk Kadınlar Birliği olarak toplumdaki kadınlarımızın sosyal haklarına sahip çıkmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuşmasını tamamlayan Aysel Baladin’e ve Türk Kadınlar Birliği üyelerine çalışmalarında başarılar dileriz.
Kadınlarımız kendini sevdikçe ve değer verdikçe her türlü zorluğun üstesinden gelecektir. Yeter ki kendilerinin biricik ve tek olduklarına inansınlar.
Geleceğimizi şekillendiren kadınlarımızın, birlik beraberlik içinde hem birbirlerine sahip çıkmaları hem de bir bütün içinde kadın haklarına sahip çıkmaları dileğiyle.
Geçmiş olsa da tüm kadınlarımızın günü kutlu olsun. Sevgiyle mutlu kalın. (aysuazak@hotmail.com)
