Bir önceki yazımda hikayemi paylaşmıştım. En başta şunu belirteyim ki kendimi anlatarak canınızı sıkmak, moralinizi bozmaktan çekindiğimden paylaşıp paylaşmamayı uzun bir süre düşündüm. Kararımı verdiğimde Edip Cansever' in dediği gibi " Karanfil elden ele" olsun istedim. Her birimiz bir diğerimize dokunsun ki hep birlikte sağlıklı, huzurlu, keyifli olalım.
Kimse kimsenin sağlığı bozulsun istemez. Ancak her ne kadar yaşam tarzınıza dikkat etseniz de, küçük şeyleri kafanıza kalbinize takmamaya çalışsanız da bazen olmuyor. Hamdolsun ki benim hastalığım rutin bir kontrolde çok başlarda farkedildi. Kontrole gitmeseydim tümör büyüyecek, başka yerlere atlayabilecekti. Evet doktorlarımızın dediği gibi meme kanseri kolay kanser türleri arasında yer alıyor ancak, ne olursa olsun güç, sabır ve de zaman istiyor. Başlarda tespit edildiğinde ise işler bir o kadar kolaylaşıyor.
Benim de bu süreçte öğrendiğim diğer bir önemli nokta ise bazı sağlık merkezlerinde kadın 40 yaş üstü de olsa sadece mamografi çekildiği oldu. Oysa 40 yaş üstü kadınlarda mamografi ve ultrason doktor tarafından birlikte değerlendiriliyor. Bende de mamografi raporu normal gelmişti. Kitleyi ultrasonda farkedip, bunun üzerine ileri tetkiklere geçildi.
- Kadınlar, maskeyi önce kendinize takın
Hayatı güzelleştiren, anlam katan, dokunuşu ile canlandıran, varlığı ile huzur veren sevgili kadınlar uçaklardaki oksijen maskesi kullanım anonslarını hiç unutmayın. Basınç düştüğünde siz maskeli olmazsanız nefes alamayacağınız için yanı başınızdaki çocuğunuza, eşinize, diğer kişilere yardım edemezsiniz. Bu nedenle "maskeyi önce kendinize takın sonra etrafa yardım edin" der anons... Biliyorum bir çoğunuz için çoğu zaman sizden başka herkes ilk sıralarda sonra kendiniz. Oysa siz iyi olmazsanız diğerleriyle dilediğiniz gibi olamazsınız.
Hangi durumda olursanız olun sağlığınızla ilgili yapılması gerekenleri ertelemeyin...Önceliklendirin.. Korkmayın... Kaygılanmayın...Her rutin kontrolde olumsuz bir şeyler çıkacak diye bir kural yok...
Lütfen yıllık (doktorunuz daha sık da görmek isteyebilir) meme kontrolleriniz için bir genel cerraha ya da KETEM (Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi)' e muayene olunuz. Aylık düzenli yaptığınız kendi kendinize muayene ile yetinmeyin. Özel bir durumunuz yoksa, 40 yaş üstü iseniz mutlaka mamografi beraberinde ultrasonu çektirmeyi ihmal etmeyin. Bu önemli konuyu çevrenizdeki kadınlarla da paylaşın lütfen.
Her sekiz kadından birinin ömrü boyunca meme kanserine yakalandığının söylendiği, doktorlarımızın artık gençlerde bile görülme sıklığının arttığını belirttiği böylesi bir dünyada, sizin benim aracılığıyla birilerine dokunsak ' senin bir hikayen olmasın ' desek fena mı olur...
Son bir sözüm de etrafında bu hastalıği yaşamakta olan kişilerin yanındakilere; arkadaş, dost, akraba, komşu, tanıdıklara... Onun ne sizin kemoterapiden saçları dökülen tanıdıklarınızın hikayelerine ne radyoterapiden sonra iyileşemeyebilen cilt değişimlerini bilmeye, ne geçti gitti derken nüks eden tümörlerin tedavi sürecini öğrenmeye ihtiyacı var. Onun sadece sizlerin yanında olduğunuzu görmeye, sizinleyken içinden geldiği gibi davranıp nefes aldığını hissetmeye, gücünü " sen güçlü kadınsın atlatırsın " söylemleri yerine istediğinde ağlayıp istediğinde bağırabileceği omuzların onu beklediğinden alabileceğini bilmeye ihtiyacı var. İyi niyetle söylendiğini bildiğim ancak her seferinde durup düşündüren " İnşallah bir daha gelmez. Başka yerde çıkmaz " dualarınızı içinizden yapın lütfen...
Bir de hasta ile en çok ilgilenen kişiye verilmesi gereken destek " o halledebiliyor, altından kalkıyor" gibi düşünülüp genelde esirgeniyor.Oysa ki o , o kadar yorgunk ki.. Unutmayın onları lütfen... Hayatta herkesin başına her an her şey gelebilir olsa da dileğim " Kimsenin bir hikayesi olmasın "...
Saniye Erginsoy
s_erginsoy@hotmail.com