Nurettin Şenemre

Tarih: 07.04.2019 12:11

HAYATI YAŞAMAK

Facebook Twitter Linked-in

Ne demişler mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi? İşte hayat böyle bir şey. Düzgün yaşamak, diklenmeden dik durmak, ortalıkta hiçbir şey olmadığını bilerek küçük dağları ben yarattım edasıyla dolaşmamak. Hayat böyle bir şey. Bize büyüklerimiz öyle öğretti. İnsana sevgi, insana saygı dedi. Yaratılanı yaratandan ötürü sevmek sünnettir dedi. Ne iş yaparsanız yapın önce insan olduğunu unutmayın dedi. Hangi alanda olursa olsun hayat böyledir. 43 yıllık meslek hayatımızda muhalefete avukat, iktidarlara yandaş olmak gibi bir huyumuz olmadı. Biliyoruz ki her iş önce yüksek bir seciye ve vicdan ister. Bir gün dönemin Donanma Komutanı Üsküdar’dan mahalle arkadaşım Oramiral Murat Bilgel ve Kurmay Başkanı Tümamiral Semih Çetin ile birlikte Orduevi’nde yemek yiyoruz. Semih’in hapisten çıkalı bir hafta olmuş. Hoş sonra tekrar aldılar ya. Bana çok cesaretli yazılar yazıyorsun korkmuyor musun dediler. Murat Paşa yakın arkadaşım. İkisine birden dönerek şöyle demiştim. Bak bizim bir Merkez Camiimiz var. Oraya mevtalar gelir. Bir gün bizi de getirecekler. Hoca soracak nasıl bilirdiniz diye. Ben kimseye kıçı başı oynardı öyle bir adamdı dedirtmem. Doğrunun ve kahramanların yanındayım. Ben bu arkadaşlarımın yanında bu vatanseverlerin yanında bugün olamayacaksam ne zaman olacağım dedim. İkisi de bu sözlerimden pek memnun kalmışlardı. Murat Paşa, Emir Subayı Ahmet Albayı çağırarak getir dedi. Güzel bir paket geldi. Hep beraber ayağa kalktık. Bu nedir diye sordum. Açtılar içinden ev yapımı bir köstekli saat çıktı. Dediler ki bundan 3 tane yaptırdım. Birini Genel Kurmay Başkanına, birini Kuvvet Komutanına, bunu da sana veriyoruz, kabul edersen çok memnun oluruz. O köstekli saat şimdi evimin en güzel köşesinde bir şeref madalyası gibi duruyor. Öyle ya sessiz çığlık eylemlerine başkanlık yaptım. Silivri’deki tüm duruşmaları takip ettim. Kahraman askerlerin bana verdikleri tüm bildirileri yayınladım ve okudum. Hastal’da Hadımköy’de Maltepe Cezaevlerinde dostlarımı, kardeşlerimi, iftiraya uğrayan kahramanları ziyaret ettim. Yani her zaman olmam gereken yerdeydim ve öyle de oldum. Cebimde para azalmış, eksilmiş hesabını yapmadan işimi yaptım. Ben biliyorum ki benim atacağım en küçük kötü adımlar, bırakacağım olumsuz izlenimler yarın çocuklarımı ve torunlarımı da etkileyecek. Tapduk Emre’nin dediği gibi hayat felsefesini edep yahu felsefesi üzerine kuranlar her şeyden önce insan olmayı öğrenebilenlerdir. Bu her alanda, her meslekte, her yolda aynen böyledir. Seneler akıp gidiyor. Bak, biz ardımızda 60 yıl bırakmışız. Zamanda durmuyor. Göz açıp kapayana kadar yılların devrildiğini görüyorsunuz. İşte hayat böyle bir şey. Sokaklarda suratı kızarmadan gezmek, gerekirsek ıslık çalarak dolaşmak önemli bir şey. İşte hayat böyle bir şey.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —