Nurettin Şenemre

Tarih: 31.05.2021 13:00

DENİZ SALYASI MARMARA’YI YOK ETMEDEN

Facebook Twitter Linked-in

Doğaya ne kadar hoyrat davranırsanız bunu hiç bir zaman affetmez. Marmara Denizinde yoğunlukla görülen deniz salyası da tam da bunların sonucudur.  Sanki denizlerimizi kirletmek için birileri el birliği yaptı. Ne kadar naylon şişe varsa denizde var ne kadar atık varsa sorumsuzlar tarafından denizlere aktarılıyor. Kimi zaman derelerin dahi zehirli atıklar nedeniyle renginin değiştiğini, balıkların öldüğünü görüyoruz. Halıdere Sahillerinde küçük küçük Ahtapotlar ve Yengeçler bile öldüğüne göre varın siz düşünün tehlikenin boyutlarını. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin denizin üstündeki salyaları temizleme çalışmaları önemli. Düşünün 100 tonun üzerinde deniz salyası temizlenmiş, ancak yeniden üreyen bu mikrobik yapı nedeniyle ortalık yine salyaya büründü. Denizlerde özellikle lağımların arıtılmadan direkt gönderilmesinin bir sonucu bu. Bizim bölgemizde arıtma tesisleri dahi olmasına rağmen belli ki yeterli değil ürüyor da ürüyor. Artık denizin dibine doğru çökmeye başlayan deniz salyası denizin altında yaşayan ne varsa yok etmeye başlayacak. Balıklar ölecek, yumurtalar ölecek ve denizin ekolojik yapısı böyle devam ettiği sürece bozulacak. Bunun adına doğanın dengesini bozmak demektir ki doğa affetmez, ağır bir şekilde bedelini ödetir. Uzmanlar Marmara Denizinin çok büyük bir tehlike altında olduğunu özellikle ifade ediyorlar. Bazı Uzmanlar balıkların dahi yenmemesi konusunda görüş ifade ediyorlar. Hele hele deniz mahsullerinin tüketilmemesini ifade edip uyarıda bulunuyorlar. Tehlike büyük. Dolayısıyla o arıtma tesisleri hiç vakit geçirmeden korunmaya ve devreye alınmalı. O zaman çerçevesi içerisinde de denizdeki salyaların temizlenerek diplere inmemesi adına gerekli çalışmalar Marmara’nın her bölgesinde yapılmalıdır. Marmara Denizi aynı zamanda zengin balık çeşitleri ile bilinen son derece önemli bir stratejik denizimiz eğer biz bu koşulların getirdiği olumsuzluklar nedeniyle balıkçılığında ölmemesini istiyorsak çok çok çalışmalı, çok sıkı ve acil tedbirler almalıyız. Bizim çocukluğumuzda İzmit Körfezi tam bir akvaryum görünümündeydi . Yunus balıklarının dans ettiği; Lüfer, Çinekop, İzmarit, İspari, Sarı Kanat, İstavrit pisi balıkları, Zarganalar, Levrekler say say bitmez. Balık çeşitlerinin olduğu müthiş bir yerdi. O dönemde kocaman kocaman Pavuryalar, şahane midyeler sofralardan da eksik olmazdı. O dönemin insanları yani bizim jenerasyon neredeyse günde 3 öğün balık yer hale gelmişti. Balık bol olunca çeşitte bol olunca fiyatı da tabiri caizse sudan ucuzdu. Bugün ise gidin balık pazarlarına Çinekop’un kilosunu 90 ile 100 lira arasında satıyorlar. Niye bu kadar pahalı, çünkü yok denecek kadar az da ondan.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —