Bu hikaye ne kadar gerçekleşir bilemem ama motivasyon için güzel bir örnek olduğu düşünülebilir.
Motivasyon (İngilizce dilindeki karşılığı motivation) kelimesi, Latince “Movere” kelimesinden esinlenilmiş olup kelime kökeni bakımından hareket anlamına gelen İngilizce bir kelimedir.
Özellikle insanları harekete geçiren, davranışa sevk eden bir güçtür ve adı buradan gelir. Motivasyon bu anlamda özünde insanları belirli davranışları yapmaya iten bir durumdur. En basit haliyle bir şeyi yapmaya teşvik edilme durumu olarak ifade edilebilir.Elbette bir insanı harekete geçiren, eylemlerde bulunmasını sağlayan motivasyonu, çeşitli ihtiyaçlar açığa çıkarır. Örneğin karnınız acıktığında, açlığınızı gidermek için harekete geçmeye motive olacaksınız. Yerinizden kalkıp, kendiniz için bir şeyler hazırlayarak ihtiyacınızı gidereceksiniz. İçinizde bir dürtü sizi motive eder ve eyleme dönüşür. Bilinçli olarak belli bir amaçla sonucu arzu eder ve bunu gerçekleştirmek için uygun davranışlar sergilersiniz.
Bu durumda motivasyon, bir şey yapmaya veya belirli bir şekilde davranmaya iten şey, şu anda sahip olmadıklarımız veya sahip olmadığımız bir şeye duyulan özlem olabilir mi?
Motivasyonun yönlendirilmesi, eyleme yol açan temel tutumlar ve hedeflerle ilgilidir yani eylemlerin nedenleriyle ilgilidir. Motive olmak, bir şeyi yapmak için eyleme geçmek demektir.İnsanlarda sadece farklı miktarlarda değil ama aynı zamanda farklı motvasyon türleri vardır.
İçsel motivasyonumuz, doğamız gereği tatmin edici veya zevkli olan bir davranışta bulunmayı ifade eder, doğal bir insani eğilimdir. Herhangi bir dış faktör veya ödülden değil, bireyin içinden gelen motivasyondur.
Diğer bir ifade ile içsel olarak motive edilen eylem, davranışın kendisinden ayrılabilen herhangi bir sonuca bağlı değildir. Örneğin, bir çocuk doğası gereği dışarıda eğlenceli ve tatmin edici olduğundan başka hiçbir neden olmadan koşmak, zıplamak gibi eylemlerde bulunabilir.
Dışarıdan, çevremizden etkilenerek motive olduğumuz konularda vardır. Dışsal motivasyon, herhangi bir eylem veya aktivite, karşılığında bir fayda, bir ödül söz konusu olduğunda veya bir cezadan kaçınmak için, dışsal faktörlerin etkisi altında yapılır.
İnsanlar bazı hallerde aynı anda hem içsel hem de dışsal faktörler tarafından motive edilebilirler. Örneğin, okumaya içsel olarak motive olan öğrenciler, fırsat bulduklarında, kimse bilmese bile bunu yapmayı seçerler. Okuma sürecinden, okumaya devam etmek isteyecek kadar zevk alırlar. Öte yandan, bir şeyler (örneğin, övgü veya iyi bir not) elde etmek için okumaya dışsal olarak motive olabilirler. Bununla birlikte, bir öğrenci boş zamanlarında okuyabilir çünkü kişisel olarak tatmin edici ve zevkli (yani içsel) bulurken, aynı zamanda okumanın kelime dağarcığına ve dolayısıyla test puanlarına (yani dışsal) fayda sağlayacağından memnundur.
İçsel ve dışsal motivasyon birbirinden farklıdır, ancak her ikisi de insanların bir şeyi yapmak için nasıl motive olduklarının farklı yollarını anlatırlar.Hangi motivasyonun daha iyi olduğu sorusunun kesin doğru bir yanıtı yoktur. Bazı insanlar içsel olarak daha fazla motive olurken bazıları dışsal olarak motive olmayı tercih eder.Ayrıca araştırmacılar, bu iki motivasyon türünün insanların davranışlarını farklı şekillerde etkileyebileceğini ve farklı sonuçlara yol açabileceğini ifade ederler.
Bol motivasyonlu günler dileğiyle sevgiyle kalın. (aysuazak@hotmail.com)
Bir zamanlar bir parkın yanında yaşayan ve fabrikada gece vardiyasında çalışan bir adam vardı.Gün boyunca, biraz uyuyabilmek için sessizliği severdi. Yalnız yaşıyordu ve çocukları pek sevmiyordu.Bu yüzden çocuklar parkta top oynamaya ve çok gürültü yapmaya başlayınca, o sinirlenirdi.
Başta gürültüyü görmezden gelmeye çalıştı ama başaramadı.Yaşadığı bu sorun üzerine düşünürken, kurnazca bir plan aklına geldi. Ertesi gün oyun alanına gitti ve çocuklara seslendi:Onlara oyunlarının sesini sevdiğini ve ona çocuklarının gençliğini hatırlattığını söyledi (hiçbiri doğru değildi).
Sonra onlara, eğer sadakatle oynamaya gelirlerse, her birine harçlık ödeyeceğini söyledi.Çocuklar bu durumdan memnundular ve adamın iyi biri olduğunu düşündüler. Ertesi gün adam tekrar geldi ve her çocuğa belirli bir harçlık daha verdi.
Ertesi gün de aynı şeyi yaptı. Çocuklar çok mutluydu. Ertesi gün tam zamanında geldi, ama çocuklara kötü bir haber verdi:
Onlar çalarken onların seslerini duymayı çok severdi ve bu onu çok mutlu ederdi, ama fazla parası yoktu ve onlara sadece birer lira ödeyebilirdi.
Çocuklar biraz hayal kırıklığına uğradılar, ancak geri gelip daha az parayla oynamayı kabul ettiler.
Söz verdiği gibi, sonraki üç gün için onlara bir lira ödedi, ancak dördüncü gün yine kötü bir haber verdi ve çocuklara gerçekten dışarı çıkıp oynayacaklarını umduğunu, ancak parasının olmadığını ve artık onlara ödeyemeyeceğini söyledi. Bunun üzerine çocuklar çok üzüldü.
Kısa bir görüşmeden sonra çocuklar, kendilerine para ödenmezse oyun oynayamayacaklarına karar verdiler ve bir daha geri dönmemek üzere ayrıldılar.
Adam eve gitti ve o gün ve diğer tüm öğleden sonraları huzur ve sessizlik içinde uyuyabildi.
(ALINTI)
