NENE BANA YAKLAŞMA
Küçücük çocuklar kadar olamıyoruz. 6 yaşındaki delikanlı okuldan gelmişti, çantasını babaannesine verdi, üstünü çıkardı, tam lavaboya elini yüzünü yıkamaya gidiyordu ki nenesi onu çağırdı “Gel de seni bir seveyim” dedi. Bizimkisi nenesine dönerek “şimdi bana yaklaşma nene önce elimi yüzümü bol sabunla güzel bir şekilde yıkıyayım biraz da dinleneyim ondan sonra gelir sana sarılırım”. Evet bu küçük delikanlı ne güzel ki sokaklarda sorumsuzca dolaşan birbirini şapur şupur öpen maske mesafe hak getire yaşayanlar gibi değil. Ailesi ona öğretmiş, okulda öğretmenleri öğretmiş belli ki televizyonda izliyor ekranlardan öğrenmiş. Biz ise hala bir türlü öğrenemedik. Ölmeyi bayılmak zannedenler, koronaya yakalanınca tören bitiyor. Bakıyorsunuz aşı olmamakta ısrar edenler arasında doktorlar dahi var. Onlar da hayatlarını kaybediyorlar. Toplumda sosyal medyadan yürütülen aşı karşıtı kampanyaların insanların canlarına mal olduğu göre göre inatla direnenler maalesef vaka ve ölüm sayılarının artmasına neden oluyorlar. Küçücük çocuğun aklına yatan kocaman kocaman insanların nasıl aklına yatmıyor anlamakta mümkün değil. Kimi dostların dördüncü doz aşılarının yaptırdıklarını dahi görüyoruz, bunlara şahit oluyoruz. Yaptırmayanlar keçi gibi inatçılar. Halbuki keçi dediğimiz o güzel yaratık kırda bayırda gezerken yiyeceklerin en güzelini seçer, o kadar da akıllıdır. Onun inadı kendine göre sağlıksız bulduğu yararlı bulduğu yememesi konusundadır. Hayvanlar alemine deselerdi ki haydi aşı sırası size geldi. İlk koşup giden keçi olurdu. O da bilirdi ki bu işlerin inadı olmaz .