Zannedersiniz ki Nobel insanlık adına verilen bir ödül. Bilimde, sanatta, sporda , ekonomide , barışta, bunları insanlık adına savunanlara verilen bir onur. Bence öyle değil, öyle olmadığını da Avusturyalı Yazar Peter Handke’ ye verilen edebiyat ödülünde gördük. Sırp kasabı Miloşeviç’ in hayranı olan Bosna Hersek de binlerce Müslüman Türk’ün katili olan Miloşeviç hayranlığını her fırsatta dile getiren ‘’İyi ki bu katliamları yapmışsın’’ diyen bir cani ruhluya Nobel edebiyat ödülünün verilmesi tam da İsveç Kraliyet ailesine yakışır bir şekilde. Şimdi burada Nobel’i nereden değerlendirelim. Sıra Müslümanlara gelince her türlü katliamı yapabilirsiniz, biz bunda bir sıkıntı görmeyiz bilakis memnun oluruz diyen bir zihniyet Nobel’le nasıl eşleşir o ödülü verenler burada açıklamak zorunda. Bunun adına ben Nobel Şerefsizlik ödülü derim. Peter Handke’ye de çok yakışır. Hani şöyle bir laf vardır. Veren el alan elden üstündür. Ödülü kim veriyor? Nobel komitesi. Alan kim? İnsanlık düşmanı bir Avusturyalı bir yazar. Burada 1. Derece de Nobel vardır. Adamın zihniyetine onay vermiştir. Halbuki gerçek ruhuna göre hareket edilse böyle bir adamı bırakın aday göstermek eserleri dikkate bile alınmazdı. üstüne üstlük insanlık suçu işleyenleri alkışlayan Peter Handke’ye bir de 1 milyon Euro’luk para ödülü verilecek. Al bu parayı güle güle harca seni bu ruh ve felsefenden dolayı kutluyoruz denilecek. Dünyanın bir çok yerinden duyarlı ve vicdanlı insanlar bu ödüle büyük tepki gösteriyorlar. Nobel binasının önünde eylemler yapıyorlar ama ne anlayan var ne dinleyen. Zaman zaman Nobel ödüllerini reddedenler de olmuştur. Alın paranızı da ödülünüzü de başınıza çalın diyenler. Aslında Nobel ödüllerinin kuruluş yıllarındaki felsefesinin dışına çıktığını tamamen siyasallaştığını ayrımcılığa dönüştüğünü biliyoruz. Böylesine insanlık suçları işleyen adama ödül vermek aynı zamanda dünya barışı adına da büyük bir tehlike ve tehdittir. İşin içinde Müslümanlar olduğu sürece biz bu insanlık suçunu işleyenleri ödüllendiririz demektir. Batı’nın demokrasi, özgürlük, barış ve kardeşlik duygularından nasıl uzaklaştığını, en açık ve seçik bir şekilde gösteren edebiyat ödülü aslında dünyanın kuruluş felsefesine de aykırıdır. Yaratılana yaratandan dolayı sevmek insanoğlunun en büyük özelliği olması gerekmesine rağmen kan ve gözyaşından beslenenleri sırf kendi dinlerinden değil diye vahşice katledilmelerine göz yummak batının özde değil sadece sözde demokrat olduğunun açık ifadesi olan Nobel ödülleri sürekli İslam düşmanlığı duygularını ön plana çıkarırsa bu ödüllere dense dense şerefsizlik ödülü denir.