İlçemizin öncelikli sorunlarından birisi olan Otopark sorunu sıkıntı vermeye vatandaşları ve araç sahiplerini çileden çıkarmaya hızla devam ediyor. Artık Gölcük’ün tüm cadde ve sokakları araçla için park alanı olarak kullanılmaya devam ediyor. Farklı noktalarda yapılan katlı otopark, yer altı otoparkları, açık otopark alanları maalesef ilçemizdeki araçlar için otopark olarak yeterli değil. Hal böyle olunca araçların gelişi güzel cadde ve sokaklara park etmeleri ortaya bir kaosun çıkmasına zaman zaman araç sahipleri arasında tartışmalara, kavgalara neden olmakta.
Sadece otoparkların yetersizliği değil birde belirlenen fiyatlar vatandaşlar tarafından tepki görmekte. Saat ücretleri ve aylık abone ücretleri dudak uçurtan fiyatlarla araç sahiplerini sıkıntıya sokmakta. Bu yönde bir durum değerlendirmesini bekleyen vatandaşlar böyle giderse hiçbir araç otoparklara araç bırakmayacak gözüküyor. Tabi bu durum otopark işletmecilerini de zor duruma düşürecek.
Sabah erken kakıp işe giden çalışanlar nerede boş bir cadde veya sokak görse araçlarını oraya bırakıp işe gitmeleri akabinde çeşitli sorunlara neden oluyor. Gelişi güzel araç park etme iş yerine toptancı veya ambar, kargo araçlarının zor anlar yaşamasına da neden olduğu görülüyor. Otopark sorunu gerçekten ilçemizin kangren olmuş bir yarası. Bu yönde herkes bir görüş belirtiyor ama sonuç hep aynı, vatandaş dertli, araç sahipleri dertli, esnaflar dertli.
17 Ağustos depremi sonrasında gerçek manada bir şehir planlaması yapılabilseydi bu yönde ciddi manada bir çözüm üretilebilirdi. O günlerde yaşanan çeşitli sorunlar, çözüm üretilmesinde yaşanan sıkıntılar bugün Gölcük’ün işin içinden çıkılamaz bir hale gelmesine neden olmuştur. Her şey bir milad olarak kabul edilen 17 Ağustos depremi sonrasında başladı. Ne söylenildiyse hepsi bir gecikme zinciri gibi peş peşe gelişti ve bu gün karşımızda işin içinden çıkılama bir hale dönüştü. Kimse bu konuda bir çözüm önerisi getiremiyor, konuşulanlar günü kurtarmak için söylenilmiş sözler oluyor.
Gölcük’ün sorunu herkesin sorunu değilmiydi. Her yerde böyle konuşulmadı mı peki öyleyse bu gün karşılaştığımız bu konu daha ne kadar ötelenecek, geçiştirilecek. Her şeyi konuşarak halleden zihniyetli insanlar bu gün farklı bir ortamda yarın daha başka bir ortamda aynı bildiğini anlatmaya devam ediyor. Sorunlar sadece konuşularak çözülseydi şimdi Gölcük çok dan İl olmuştu. 17 Ağustos Deprem sürecinde Rahmetli Süleyman Demirelin Gölcük heyeti ile yaptığı toplantıda bir öneri getirmişti eğer isterseniz Gölcük’ü İl yapalım demesine heyet kabul etmemişti. Bu gün bakıyoruz Gölcük ile aynı süreci yaşayan Yalova İl olduktan sonra her şeyin değiştiği bir şehir olmuştur.
Gölcük’ün kaderimidir yoksa başka bir şey mi bilinmez halende bilinmiyor geldiğimiz nokta ortada. Türkiye’nin ilk ve tek Donanma Kenti Gölcük artık giderek işin içinden çıkılamaz bir sorun kenti olmaya hızla devam ediyor. Mazeret değil çözüm üretmek gerektiği bilinse de kimsenin ciddi olarak proje üretmediğini görüyoruz. Aradan geçen son 25 yıllık süreçte Gölcük ne durumda yanı başımızdaki eski Yeniköy beldesi ve civarındaki beldeler ne durumda görüyoruz. 2009 yılında küçük belediyeleri kapatan kanun bu gün Başiskele İlçesini ortaya çıkarmış ve geldiği noktada nasıl yenileniyor izliyoruz. Gölcük’ün her noktasına yeni yaşam alanları yaparak Gölcük’ü kalkındıramazsınız, sorunlarını çözemezsiniz. Aksine daha çok dert daha çok sorun oluşmasına neden olursunuz. Eller gider aya biz gene kalırız yaya.
Son 25 yılda Gölcük neyi başardı, hangi sorununa çözüm üretti. Bir yılan hikâyesine dönen Kentsel dönüşüm yaklaşık 35 yıl sonra yapılmak üzere start aldı. Ortaya çıkan proje ortada şehrin kalbi diye ifade edilen bu projenin de ilçemize ne katacağını hep birlikte göreceğiz. Böylesi projeler öncelikli olup hayata geçirilmeliydi daha sonra diğer konular zaten kendiliğinden gelişir ve inşa edilirdi. Tarihin tozlu raflarında kalan projeleri bu gün yeni projelermiş gibi ortaya çıkartılması ne kadar başarı diye ifade edilir bunu Gölcük halkı zaten her yerde konuşuyor. 25 yıl boyunca Gölcük sorunlarını hep konuşarak çözmeye çalıştığı için bu geldiğimiz bu durumu yadırmamamız gerekir. Bizim gidecek başka Gölcük’ümüz mü var? Sorunlar zinciri bu gelinen bu noktada bir milad olarak kabul edilen 17 Ağustos süreci sonrasında yatakta yatan hasta gibi iyileşmeyip şuan yoğun bakımdan çıkamamasına neden olmuştur. Gölcük’ün ciddi manada Bypass ihtiyacı vardır. Bunu yapacak olan gene Gölcük’tür öyleyse artık daha fazla zorlamadan sen ben ayırımı yapmadan Her şey Gölcük için söylemeyi geç de olsa hayata geçirmeliyiz. Yoksa böyle devam ederse her sorun karşısında işimiz çok zor.