Yaşamak için verdiğimiz mücadelede herkese düşen bir sorumluk vardır bu yönde yapılması gereken şey bu görevi üstlenildiğinde hakkıyla işini, görevini, sorumluluğunu, hizmetini en güzel şekilde yerine getirmelidir. Günümüzde ise artık bunun yerini bana bir şey olmasında başkasına ne olursa olsuna bırakılmıştır. Her kesin bir görevi, işi olabilir ama herkes bu işi layıkıyla yapıyor diyemeyiz.
Halk arasında konuşulanlardan yola çıkarak herkes üzerine düşen görevi yapmalı ne için gene insanlık için. Hizmet sektörlerinin amacı ticaret odaklımı yoksa insan odaklımı bir de buna böyle bakalım. İnsanların var olduğu ve yaşam sürdüğü her yere hizmet gitmelimidir tabi ki evet öyleyse ayrımcılık yapmak niye. Bir kişi ister özel de ister kamuda çalışsın sorumluluk bilinci içerisinde görevini yapmalıdır.
Hizmet dediğim gibi insanın var olduğu ve yaşadığı her yere götürülmelidir. Eksiklikler tamamlanabilir, yarım kalan işler tamamlanabilir ama hiç başlanılmayan işe yapılıyor denilmez. Öyleyse herkes işini doğru yapmalı ve görevini de bu şekilde yerine getirmelidir. İlçe genelinde vatandaşlar ile yaptığım sohbetlerde herkes kendi bölgesindeki sorunları aktarıyor. Peki, hiç mi bir çalışma yapılmadı, hiç mi gelen giden olmadı diye sorduğumda yok cevabını alıyorum.
Sorumluluk bilinci önemlidir, bu konu çocuk yaş da başlar son nefese kadar devam eder. İlk eğitim ailede başlar sonra okul sonra çalışma hayatı ve yaşam mücadelesi bunun son evresidir. İşte zamanında sorumluluk bilincini yeterince alamayan bireyler nerede çalışırsa çalışsın hangi görevde olursa olsun sonuç hep başarısızlıkla biter buda kişi için bir yıkımdır. Sorumluluk bilincini lakayıt bir şekilde kullananlar ise bu her şeyin hazırına alışmış insanlardır. Armut piş ağzıma düş cinsinden yani.
Sorumluluk bilinci kişinin üzerine oturmalı yaptığı görev ile bunun hakkını vermeli, insanların takdirini kazanmış ve Allah razı olsun denilmesini hak eden kişiler olmalıdır. Çevremizde bu konuda bu güzel sözleri hak edenler kadar bunu hiçbir şekilde hak etmeyen insanlarda vardır. Bu kişilerin yaşı kaç olursa olsun değişmezler. Hani derler ya bir insan 7’sinde neyse 70’şinde de aynıdır. Hayat hep onlara güzeldir dünya zaten hep onların etrafında döner. Oysa o kadar çok kaybettikleri vardır ki zamanı geldiğinde anlarlar ama iş işten geçmiştir. Yani atı alan Üsküdar’ı geçmiştir.
Sorumluluk bilinci öyle bir çırpıda anlatılacak bir konu değildir. Bu aslında bir davranış ve anlayış şeklidir. İnsanlar konuşur ama ne konuştuğunu bilmez, bu yüzden de ne konuştuğunu bilmeyen insanların anlattıklarından da kimse bir şey anlamaz yani boş konuşup algı yapmaya çalışırlar. Zaman akıp gider sözünden yola çıkarak geçen her zamanı geri getiremediğimiz için bu tip insanların boşa harcadıkları zamanı ve yapmadıkları görevlerini de sil baştan yapmak hoş bir şey değil. Bu tip insanların mutlaka ciddi manada ders almalar gerekir. Bunlara hak ettiklerini toplum olarak verilmesi gerekir. Çünkü bu insanlar güven kaybettikleri için bir daha asla sorumluluk almamaları sağlanılmalıdır.
Sorumluluk bilinci bir kişinin üstlendiği görev ve vazifesini en güzel şekilde yerine getirilmesiyle ve bunun devamlılığını sağlamasıyla başkalarına da örnek teşkil eden bir kimliğin tanınmasını sağlar. Bunu başarmış insanlar zaman ilerledikçe sorumluluk bilinci onu daha iyi yerlere getirir ve hayaller gerçek olur.