TORUNA NE DİYECEYUK?
Bizim Mehmet Yalgı’ya ara sıra uğrarım. Gölcük’ün en eski aktarıdır, işinin duayenidir, eski de dostumdur. Önünde güvercinler var, Anıtpark’ta ki iş yerinin önü cıvıl cıvıl çocuklarla dolar. Minikler buğday alır, kuşlara atar onlar cıvıl cıvıl seslerle oynarken emekli arkadaşlar aralarında sohbet ediyordu. “Torunlara ne diyeceyuk” dediklerinde kulak kabarttım. “Bizim emekli ikramiyesi artmadı aynı kaldı, 7 tane torun var. Şimdi onlara ne diyeceyuk” dedi. Meseleyi anladım, bazı gazete ve sitelerde emekliye görülmemiş bayram ikramiyesi diye haberler çıkınca emekli ümitlenmiş. E tabi aynı oranda kalınca da büyük bir hayal kırıklığı. Hani bazen derler ya nasıl her şeyi abartırım diye. İşte böyle abartırsan olmamış bir şeyi olacak diye avaz avaz diye bağırırsan insanları da doğal olarak tatlı bir ümit kaplar, heyecan basar. Doğal olarak da tebessüm ederler. Sonra da dedikleri ve bekledikleri olmayınca hüsrana uğrarlar. Halbuki bu haberleri hiç yayınlamasalardı, emekliyi bir beklenti içine sokmasalardı, “Geçen seneki ikramiyeler aynen devam edecek” dendiğinde bu kadar hayal kırıklığı yaratmazdı. Evet bu bayram emekli “Toruna ne diyeceyuk” diyor. E şimdi bu kadar insanları palavra haberlerle bir beklentiye sokarsanız, olmamışı olacak oldu diye gösterirseniz sonuçta emekliye torunlara ne diyeceyuk diye sitem dolu sözlerle kendini gösterir. Şimdi insana sormak lazım neden böyle bir halt etme zorunluluğu hissettiniz? Niye insanları sürekli bir beklenti içine sokuyorsunuz ? Bunlar gazetecilik anlayışıyla da çok bağdaşan şeyler değil. Sonuçta da 28- 29 Nisan tarihlerinde emeklilere 1.100’er Lira’ları geçen sene de olduğu gibi bu yılda yatacak.