Donanma Kenti Gölcük’te yaşam süren herkesin konuşmaya derdini anlatmaya hakkı var doğal olarak da buna ihtiyacı var. Herkes kendi yaşantısına ve ihtiyacına göre konuşur ama kime bunları söyler günümüzde bu durum bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Gazetemize gelerek derdini sorununu istek ve şikâyetlerini anlatan o kadar çok vatandaşımız var ki hangi birini söyleyeyim.
Bu anlattıklarınızı ilçemizdeki kurumlara iletiyormusunuz dediğimde bizi kimse kale almıyor demekteler. Gerek sözlü ve gerekse yazılı olarak müracaat ettiğimiz halde haftalarca aylarca bu taleplerimize cevap verilmiyor demelerine üzülüyorum. Oysa görevi halka hizmet olarak bildiğimiz kurumlar böyle bir durum karşısında ne söylerler yakında öğreniriz. Böyle bir davranış vatandaşların doğal istek ve taleplerine karşı hoş olmayan bir davranış olarak değerlendiriyorum.
İlçemizin toplam 50 mahallesi var ve bu mahallelerin de muhtarları var. Önce muhtarlar görüşüp akabinde diğer izlenecek yol bu sorunların muhatapları olan kurumlar değimlidir. O zaman derdi olan herkesi dinleyip bunlara çözüm üretecek olanda gene bu kurumlardır. Bunların kendi içlerinde oluşturdukları halkla ilişkiler, sosyal hizmetler ve çözüm masası diye adlandırılan birimleri vardır. Bu birimler vatandaşların derdini dinler yazılı olarak müracaat etmeleri gerekirse onu isterler. Vatandaşlarda bu durumda bunları yapmak mecburiyetindedirler. Her şeyin doğru bir şekilde ilerlediğini düşünürsek vatandaşların sorunları istek ve talepleri neden ötelenir. Bunu yapanlar ne yapmış oluyorlar görevini mi? yoksa sırf bürokrasi işlesin diye mi?
Vatandaşların yaşam sürdüğü her bölgeye hizmet götürülmesi gerekir. Bunu yapan kurumlar bu işi yapıyorlarsa sıkıntı yok eğer bu konuda yeterli duyarlılığı göstermiyorlarsa bu durum ciddi sıkıntılara sebebiyet verebilir. İstek ve talepler yerini daha üst makamlara Şikayet edilmesine kadar sürer. Bu durum çok hoş değildir diye düşünüyorum. Herkes üzerine düşen görevi layıkıyla yerine getirmelidir. Vatandaş her yerde her ortamda konuşur ama kimi zaman yanlış kimi zamanda eksik olarak isteklerini taleplerini anlatır. Bu durum oysa işin takibini de gerektirir. Devletimizin kurumlarımızın her biri kendi alanında hizmetler yapar planlar ve hayata geçirilmesi için çalışır. Bu süreçte yetersiz kalındığı zamanda onlarında danışacağı daha üst makamlar vardır bunları yazışma yoluyla veya randevu alarak görüşüp bir rapor halinde sunarlar çözümü için destek isterler.
İşte bizim vatandaşlarımızın da en çok serzenişte buldukları şeyde bu derdimiz var derdimizi anlatacak yetkiliyi bulamıyoruz, bulsak bizi yeteri derece de dinlemiyor ya da dinliyor gibi yapıyor bizlerde buna içerliyoruz diyorlar. Vatandaşlarımızın bu yöndeki düşüncelerine katılan vardır ya da yoktur bilemem, bildiğim bir şey var ki oda vatandaşlar doğal olarak karşılarında birini bulup derdini anlatıp çözümü konusunda fikir almalarıdır. Atanan ya da seçilen makamların yöneticileri kendi alt guruplarındaki idareci ve yöneticilerine bunları hatırlatması gerekir. Bunu yaptıkları toplantılarda mutlaka söylediklerini kabul edelim o zaman neden bu isteklere taleplere ve yazılı olarak yapılan müracaatlara cevap verilmez bekletilir.
Hizmetler insanlar için yapılır, yeni yaşam alanlarının her gün inşa edildiği ülkemizin dört bir köşesinde illerde, ilçelerde belde ve köylerde mahallelerde doğal olarak eksik olanlar vardır ve bunlar planlanarak yapılır. Bu süreç uzarsa vatandaş konuşur ve her yerde bu sorunlarını da dinlendirir. Bu söylemlerden rahatsız olmamak lazımdır. Vatandaşlar konuşurken şunu da söylüyorlar bizler sadece eleştiri anlamında değil yapılanı alkışlayıp takdir ettiğimiz gibi eksikleri, yarım kalan işleri, yapılmayanları da söylemek görevimiz demekteler. O halde herkes üzerine düşen görevi yapmalı çünkü her şey insana değer öyle değil mi!