Cansu Ertan

Tarih: 25.08.2025 14:21

Dikkatin Çöküşü: Sosyal Medya ve DEHB İlişkisi

Facebook Twitter Linked-in

Bir zamanlar dikkatimizi dağıtan şeyler sınırlıydı.Bir pencerenin önünden geçen kuş, sokaktan gelen bir satıcı sesi ya da komşunun kapıyı çalması… 

Bugün için  dikkatimizi çelenler ekranlarımızın içinde. Her kaydırışımızda yeni bir yüz, yeni bir hikaye, yeni bir uyarıcıyla karşılaşıyoruz.Sosyal medya, artık yalnızca bir iletişim aracı değil; adeta bir dikkat arenası haline geldi ve  bu arena, özellikle Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ile yaşayanlar için daha da çetin bir savaş alanı.

Dikkatin Odaklanması

DEHB’nin en temel özelliklerinden biri, dikkati sürdürememe. Sosyal medya ise bunun üzerine benzin döküyor. Bir saniye komik bir video, diğerinde siyasi bir tartışma, ardından parlayan bir influencer’ın “hayat dersi.” Zihnimiz bir konudan diğerine zıplayan pinpon topuna dönüşüyor. Süreklilik kayboluyor, odaklanma süresi giderek kısalıyor.

Dopaminin  Rolü

Dopamin, beynin ödül ve motivasyon sisteminde kritik rol oynayan bir nörotransmitterdir. Keyif aldığımız bir deneyimde salgılanır ve bizi aynı davranışı tekrar etmeye yönlendirir. Sosyal medyada her beğeni ya da bildirimde yaşanan küçük haz da aslında dopamin döngüsünün bir sonucudur.Her beğeni, her bildirim, beynin ödül merkezini harekete geçiriyor. Dopamin, küçük dozlar halinde hızla salgılanıyor. Bu kısa vadede haz verici fakat uzun vadede ödül eşiği yükseliyor. Artık bir kitabın sayfası, bir dersin dakikaları ya da sıradan bir sohbet, aynı doyumu sağlayamıyor. DEHB’li bireyler için zaten var olan sabırsızlık ve motivasyon kaybı, böylece daha da belirginleşiyor.

Yumurta mı Tavuktan? Tavuk mu Yumurtadan?

Bilim dünyasında hala tartışılan bir soru var: Sosyal medya mı DEHB belirtilerini tetikliyor, yoksa zaten dikkatini regüle etmekte zorlanan bireyler mi sosyal medyayı daha fazla kullanıyor?

 Büyük ihtimalle bu ilişki çift yönlü bir kısır döngü. Dikkati dağınık genç, kısa videolarda anlık bir rahatlama buluyor. Ama bu geçici çözüm, uzun vadede dikkati daha da azaltarak döngüyü güçlendiriyor.

 

Çocuk ve gençler için büyüyen risk

Özellikle ergenlik çağında sosyal medya kullanımı, DEHB benzeri davranışları artırabiliyor: derslerde odaklanamama, sabırsızlık, sürekli uyarıcı arayışı, dürtüsel davranışlar… Bu nedenle ekran süresi yönetimi, ebeveynlerin “keyfi bir tercihi” değil; çocuk ruh sağlığı için koruyucu bir önlem haline gelmeli.

Peki Çözüm Ne?

Çözüm tamamen sosyal medyayı hayatımızdan çıkarmak değil; ama onunla sağlıklı sınırlar kurmak. Bildirimleri kapatmak, dijital detoks günleri yapmak, mindfulness egzersizleriyle zihni sakinleştirmek ve gerektiğinde profesyonel destek almak… Hepsi bu çağın dikkat krizine karşı elimizdeki araçlar.

Son Olarak;

Sosyal medya, modern hayatın vazgeçilmezi; ama aynı zamanda dikkatin en büyük düşmanı. DEHB’li bireyler için riskleri katlıyor, DEHB’si olmayanlarda da benzer belirtileri körüklüyor. Belki de önümüzdeki yılların en önemli sorusu şu olacak:

Biz mi sosyal medyayı yönetiyoruz, yoksa sosyal medya mı bizim dikkatimizi?

Herkese sağlıklı günler dilerim.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —