Zaman değişir, insanlar değişir… Ama bazı semboller vardır ki, çağlar geçse de anlamından hiçbir şey kaybetmez. Onlar yalnızca birer şekil değil, içimizdeki arayışa, duygulara tercüman olan işaretlerdir. Bir kapının girişinde, bir elbisenin deseninde ya da bir bilekliğin ucunda fark etmeden karşılaştığımız bu figürler; binlerce yıl öncesinden bugüne uzanan kültürel birer köprüdür aslında.
İşte tam da bu nedenle, geçmişin bilgeliğini bugünün estetiğiyle taşıyan bazı semboller hâlâ yaşamımızda yer buluyor. Kimileri için korunma, kimileri için denge ya da aidiyet hissiyle anlam kazanan bu semboller arasında öne çıkan üç figür var ki, hem köklü tarihleriyle hem de evrensel mesajlarıyla dikkat çekiyor: Hamsa Eli, Triskele ve Hayat Ağacı.
Şimdi bu kadim sembollerin taşıdığı anlamlara birlikte daha yakından bakalım…
Hamsa Eli – Sessiz Bir Koruyucu
“Fâtıma’nın Eli” olarak da bilinen Hamsa, Orta Doğu’dan Kuzey Afrika’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada yüzyıllardır koruyucu bir sembol olarak kabul görmüştür. İslam kültüründe Hz. Fâtıma’nın sabrı ve zarafeti özdeşleşen bu sembol, aynı zamanda kadının kutsal eli olarak da anılır.
Beş parmağı; şifa, bolluk, huzur, korunma ve bereket temalarını taşır. Kimi yorumlara göre bu parmaklar, İslam’ın beş şartını simgeler. Ancak zamanla bu sembol, dini anlamın ötesine geçerek; insanları kötülükten, kıskançlıktan ve görünmeyen olumsuzluklardan koruduğuna inanılan güçlü bir işaret halini almıştır.
Hamsa Eli, aynı zamanda kadınlığın gücünü ve sezgisel koruyuculuğunu temsil eder. Özellikle anneliği, içsel rehberliği ve sevgiyle sınır çizmeyi sembolize ettiği için “kadının kutsal eli” olarak da tanımlanır.
Bugün bir kolye ucunda, bir kapı eşiğinde ya da bir defterin kapağında yer aldığında, bize sessizce şunu fısıldar:
“Yalnız değilsin. Korunuyorsun.”
Triskele – Hayatın Döngüsünde
Üç spiralden oluşan bu eski Kelt sembolü, Triskele, kökeni Avrupa içlerine dayansa da içerdiği anlamla evrensel bir dile sahiptir: sürekli hareket, denge ve dönüşüm.
Triskele; geçmiş, şimdi ve geleceği; beden, zihin ve ruhu; hatta doğum, yaşam ve ölümü bir arada taşır.
Bu sembol, hayatta hiçbir şeyin sabit olmadığını, her şeyin bir dönüşüm içinde olduğunu hatırlatır. Özellikle değişim dönemlerinde, karar almakta zorlanırken ya da içsel yenilenmeye ihtiyaç duyarken Triskele, zarif çizgileriyle ruhsal bir pusula gibi işlev görür.
Hayat Ağacı – Köklerle Büyümek
Bir ağacın en derin köklerinden, göğe uzanan en ince dalına kadar hayat dolu oluşu, pek çok kültürde kutsal bir anlam taşır.
Orta Asya’nın eski şaman inançlarından, Osmanlı’nın sanat anlayışına kadar uzanan “Hayat Ağacı” sembolü, yalnızca doğanın değil; insanın da ruhsal gelişiminin bir temsili olarak görülür.
Kökleri geçmişi, gövdesi bugünü, dalları ise geleceği simgeler. Ruhen yorgun hissettiğimiz anlarda bu sembol, bizi toprağa, ailemize, özümüze bağlar.
Her insan, hayat yolculuğunda bir hatırlatıcıya ihtiyaç duyar. Kimi bunu bir sözle, kimi bir melodide bulur. Kimi de bir sembolde…
Belki bu yazıyı okurken farkında olmadan size iyi gelen bir figürü hatırladınız. Belki yıllardır taşıdığınız bir kolyenin anlamını ilk kez fark ettiniz.
Semboller işte böyle işler. Az konuşurlar, ama çok şey anlatırlar.
Ve bazen bir sembol, insanın kendiyle olan en sessiz, en dürüst sohbetidir.