Sınav, bir öğrencinin bir derste öğretilen konuları öğrenip öğrenmediğini ölçmek, öğrencileri bir üst eğitim kurumuna yerleştirebilmek veya eksikleri fark edip, ödünleyebilmek için yapılan yazılı sözlü veya uygulamalı türleri olabilen bir ölçüm aracıdır.
Başka bir deyişle, kim olduğumuzu, ne kadar zeki olduğumuzu, hayattaki değerimizi, başarılı bir hayata sahip olup olmayacağımızı ölçmez. Ölçtüğü tek şey o konu hakkındaki bilgi birikimimdir. Hayat yolculuğunda çeşitli kavşaklar vardır ve girdiğimiz o büyük sınavlar da bu kavşaklardan sadece birisidir. Yolculuğumuzda bu kavşaklardan niceleriyle karşılarız. Kısacası sınavlar geleceğimizin ‘’tek’’ belirleyicisi, bütün zamanımızı elimizden alıp, bizi uykusuz ve bitkin bırakan korku dolu bir süreç değildir. Bütün bunlar sınavın özündeki tanımı değil sizin sınavlara yüklediğiniz anlamları ifade eder.
Asıl mesele burada başlıyor. Sınav bir kağıt ve kalemden ibaretken, onun üzerine yüklediğimiz anlamların farkında olup olmamamızda. Bazen bir sorunun yanıtı tutmayınca kendime‘’ Yetersizim’’ deyip demememde. Test sırasında yaptığımız bir yanlışı ‘’ ailemi hayal kırıklığına uğrattım’’ diye düşünüp düşünmemizde.
Sınav sadece bilgimi ölçen bir araçken, zihnimin içinde yaptığım atıflarla kendi kendimi sevip sevmeyeceğimin kıstasına dönüşüyor. Belki de fark etmeden sınavı bir ayna olarak kullanıyoruz. ‘’ ne kadar değerliyim? İyi bir insan mıyım? Sevilmeye layık mıyım? Bu soruları da deneme kitapçıklarının içine gizliyoruz. Kaygı normalde bir duygu ve gelip geçici bir durumken, artık bir yargıya dönüşüyor. Korktuğumuz şey artık başarısız olmak değil beğenilmemek, sevilmemek haline geliyor.
Sınav Dönemindeki Öğrencilere Öneriler